Dün, 31 Aralık 2024’ün son gününde, liderlerin 2025 yılına dair beklenti ve temennilerini yansıtan mesajları kamuoyuna duyuruldu. Yeni yılda Türkiye’nin ana gündem konusunun ‘Terörsüz Türkiye’ projesi olması nedeniyle, bu konuya dair verilen mesajlar ise oldukça dikkat çekiciydi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Önümüzdeki dönemde terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge vizyonumuzu gerçeğe dönüştürmek için kararlı adımlar atacağız” şeklinde bir açıklamada bulundu. Diğer yandan, 28 Aralık’ta İmralı’da gerçekleşen DEM Parti/İmralı teması üzerine MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin görüşleri de merakla beklendi. Bahçeli, bu gelişmeyi “Hayırlı bir başlangıcın ivmesi” olarak değerlendirip şu ifadeleri kullandı: “Sırayı sözden eylem safhasına geçiş almalı, nihayetinde müspet ve müşahhas sonuçların kademe kademe sahnelenmesi gecikmeksizin ifa ve ilan edilmelidir.”
ÇÖZÜM SÜRECİ SURİYE’DEKİ GELİŞMELER NEDENİYLE BOZULMUŞTU
2013 yılında ‘Analar Ağlamasın’ sloganıyla başlatılan Çözüm Süreci, belli bir ilerleme kaydettikten sonra, nihai hedefine ulaşamadan ‘buzdolabına’ kaldırılmıştı. O dönemde bu sürecin aleyhine etkiler yaratan en önemli faktör, Suriye’deki gelişmelere gözüken olumsuzluklar olmuştu. İlerleyen yıllarda, bu süreç için çalışan bazı çevrelerden, “PKK belli bir yere kadar silah bırakma fikrini benimsemeye başlamıştı, ta ki Amerika, PKK’ya Suriye’deki gelişmelerden faydalanarak onlara daha fazlasını taahhüt edene kadar” şeklinde ifadeler duyuldu.
Bu bağlantılar ve yaşananlar, yapılan yorumları haklı çıkaran bir nitelik taşıyor. Suriye’de ‘Rojava Projesi’ adı altında kendisine fiili bir yönetim alanı oluşturan PKK, bu ayrılıkçı yöntemlerin Türkiye’ye taşınabileceği umudunu beslemeye başladığı sırada, Çözüm Süreci’nin sunduğu ‘ortak gelecek’ perspektifinden uzaklaştı. O dönemde BDP olarak bilinen (şimdiki DEM Parti’nin HDP’den önceki versiyonu) siyasi uzantılı parti de, hızla ‘Rojava Projesi’ne angaje oldu.
Çözüm Süreci’nin PKK tarafından sona erdirilmesi ve Rojava Projesinin Türkiye’ye taşınması için başlatılan hendek terörünün harekete geçmesi döneminde, BDP’li milletvekilleri Diyarbakır’ın Sur ilçesinde “Buraya, tıpkı Suriye’deki gibi Kantonal/Sosyalist bir model getireceğiz” ifadeleriyle kamuoyuna mesaj verdiler. Selahattin Demirtaş, Türk hükümetiyle görüşmelerinde, Kuzey Suriye’deki durumu göz önüne alarak “Artık şartlar değişti” derken, Kürt sorununun çözülmesine yönelik yapılan demokratik adımlara karşı eleştirel bir tutum sergiledi.
SURİYE’DE YENİ DÖNEM… TÜRKİYE’DE DEVLET AKLI… OYUN KURUCU AKTÖRLER…
15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin başarıyla savuşturulmasının ardından, Türkiye için yeni fırsatlar doğdu. PKK terörüne karşı kazanımlar, Çözüm Süreci ile ilgili umutların azalmasıyla 24 Temmuz 2015’te başlatılan hava harekatıyla elde edilmeye başlamıştı. Ancak, asıl kalıcı sonuçlar, darbenin engellenmesiyle başlayan yeni süreçte elde edildi.
PKK, Türkiye sınırları içinde net bir biçimde yenilgiye uğratıldı ve uzun süre terör korkusuyla yaşayan Güneydoğu’daki şehirler, terör örgütünün baskısından kurtarıldı. Bununla birlikte, sınırın diğer tarafında, Suriye’de ve
