Avrupa’da tırmanan aşırı sağ politikalar, çifte vatandaşlık iradesi taşıyan gurbetçileri de etkisi altına aldı. Dünya genelinde 660 bin Mavi Kart sahibi (Türk vatandaşlığını çıkış izni alarak kaybedenlere verilen ve bazı vatandaşlık haklarını kullanma imkanı sağlayan belge) gurbetçiden yaklaşık 550 bini Almanya’da ikamet ediyor. Geçtiğimiz yıl haziran ayında yürürlüğe giren Alman Vatandaşlık Yasası, Almanya’nın çifte vatandaşlığa kapı aralamasını mümkün kıldı. Ancak bu yasanın ardından, 547 bin 790 Mavi Kartlı gurbetçiden yalnızca 18 bini Türk vatandaşlığı için yeniden başvuruda bulundu. Bu sayının yüzde 3 oranında kalması, AK Parti raporlarına yansıdı. Raporda, Almanya’daki aşırı sağın elde ettiği seçim başarılarının Çifte Vatandaşlık Yasası için bir tehlike oluşturduğu ifade edildi.
RANDEVU ZORLUĞU VE ZAMAN YETERSİZLİĞİ
Başvuru sayılarının düşüklüğünün temel nedenlerinden biri, askerlik yükümlülüğüdür. Askerlik çağındaki bireylerin başvuru oranı, diğerlerine göre daha az. 2020 yılında, yurtdışında doğup süresiz ikamet iznine sahip olanlara, üç yıl çalışma şartı olmaksızın dövizle askerlik imkânı tanındı. 2025’te bu hizmetin bedeli yaklaşık 6 bin avro (260 bin TL) olacak. Almanya’daki Türklerin içinde bulunduğu ekonomik koşullar göz önüne alındığında, bu miktarın bazı vatandaşların, istemedikleri halde vatandaşlıktan feragat etmeyi göze alacakları bir duruma neden olduğu vurgulanıyor. Ayrıca, zaman yetersizliği, randevu zorlukları ve çalışma saatleri gibi faktörler de başvuru sürecini olumsuz etkiliyor. Anne ya da babası Türk olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları askerlik yapmak zorundadır. Ancak, soy bağı olmaksızın vatandaşlık elde edenler askerlikten muaf tutulabiliyor; bu durum da tartışmalara yol açıyor. 22 yaş ve üstü olup başka bir ülkede askerlik hizmeti yaptığını belgelerle kanıtlayanlar da muafiyet hakkına sahip. Ancak yurtdışında yapılan askerlik, sadece ikili anlaşma olan ülkelerde geçerli sayılmaktadır.
Emrah ÖZCAN
