1. Haberler
  2. GÜNDEM
  3. Koronavirüsle Mücadele: Küresel Hükümet Çağrısı

Koronavirüsle Mücadele: Küresel Hükümet Çağrısı

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Eski İngiltere Başbakanı Gordon Brown, “Koronavirüs ile mücadele için küresel bir hükümet kurulmalı” önerisinde bulundu. Bu tür küresel hükümet projeleri, aslında uzun yıllardır gündemde olan bir konu olarak biliniyor.

Ancak mevcut durum daha karmaşık bir hal almış durumda. Dünya, virüsün etki alanında büyük bir finansal krizle de karşı karşıya. Dolar sisteminin çöküşü yakın görünmekte.

Geçmişe baktığımızda, doların 1971 yılına kadar altın ve gümüş karşılığında basıldığını biliyoruz. O tarihten sonra ise herhangi bir kritere dayanmadan karşılıksız bir şekilde basılmaya başlandı.

Önceleri, doların üzerinde “on gold in on silver” yazıyordu; 1971 sonrası ise “God we trust” yani “Biz Tanrı’ya güveniriz” ifadesine geçildi. Bu değişim, Amerika’nın karşılıksız dolar basma yoluyla dünya halklarını borçlandırmasına zemin hazırladı.

Özellikle 2008 mali krizinin ardından, Amerika’da ödenmemiş kredi kartı borçları 850 milyar dolara yükselmişti. O tarihten itibaren FED, hızlı bir şekilde para basmaya başladı.

Benzer şekilde, 2016 yılında kaleme aldığım bir yazıda, mevcut finans sisteminin zor durumda olduğunu belirtmiştim. Doların çöküşü, bu sistemin kilitlenmesine ve muhtemel bir yeni para birimine geçilmesine yol açabilirdi.

Bunu daha etkili bir şekilde ortaya koymak gerekirse, 2008 krizinde 8 trilyon dolarlık kurtarma paketlerinin maliyetleri halklara yüklenmişti. Yüksek riskli konut kredisi piyasasındaki kriz, büyük ölçekli bir finansal krize yol açtı.

1971’den bu yana bedelsiz dolar basarak dünya finans sistemini kontrol eden Amerikalı birbirinden güçlü baronlar, ancak 2008 yılına kadar bu balonu sürdürebildi. 2008’de 30 milyon insan iflas etti ve bu olay, toplumlarda büyük bir isyan dalgası yarattı.

Aynı dönemde, 623 milyar dolarlık yatırım şirketi Lehman Brothers başta olmak üzere birçok firma battı. ABD, o dönemde piyasaya olağanüstü miktarda para pompalayarak 700 milyar dolarlık karşılıksız para basarak bu şirketleri kurtardı.

Bugün ise virüs ile birlikte 2008 sonrası zor bir döneme girmiş olan ekonomi, büyük bir buhranın içine sürüklenmiş durumda. 13 Mart’ı ‘kara perşembe’ olarak adlandırmak mümkün; zira ABD piyasaları, 1987’den bu yana en büyük düşüşü yaşadı. Avrupa borsaları da çift haneli kayıplar gördü.

Ayrıca, altın-gümüş rasyosunun ortalama 12 olması gerektiği halde 104,2’ye yükselmesi tarihteki en büyük uçurumlardan biri olarak kaydedildi. Amerikan Merkez Bankası, bu kez 1,5 trilyon dolar karşılıksız para bastı ve 700 milyar dolarlık bir para basma hacmini de genişletti.

Bu, 2008’te basılan paranın neredeyse iki katı büyüklüğünde bir rakam demek. Ancak bu durum, mevcut ekonomik krizi engelleyemeyecek gibi görünüyor. Ekonomist Ramazan Kurtoğlu’na göre, 2020’de Federal hükümetin 24, eyaletlerin ise 110 milyar dolar dış borcu bulunuyor ve günde iki milyar dolar faiz ödendiği belirtiliyor.

Gazeteci Hamza Yardımcıoğlu, bu krizin ülkelerin ekonomilerine hipertansiyon etkisi yaratacağını ifade ediyor. Ancak Türkiye’nin borcunun görece az olması, bu krizden en az etkilenen ülkelerden biri olmasını sağlayabilir.

Ayrıca, Amerikan Kongresi’nde 1119 numaralı bir kanun tasarısı görüşülmekte. Bu tasarı, dijital cüzdan uygulamasını öngörüyor; eğer yasalaşırsa, Amerikalılara dijital cüzdan verilecek ve nakitsiz para harcama sistemine geçilecektir.

Kısacası, nakit paranın yerini dijital sistem alacak gibi duruyor. Türkiye’de ise Bankalararası Kart Merkezi’nin (BKM) açıkladığı verilere göre, 2019’un Haziran ayı itibarıyla 67,9 milyon kredi kartı ve 156 milyon banka kartı kullanıcısı var. Bu da dünya genelinin nakitsiz sisteme hazırlanmakta olduğunu gösteriyor.

Önümüzdeki süreçte ülkelerin kasalarının boşalmaya başlaması ile birlikte, büyük bir dolar krizi yaşanacak. Örneğin, İtalya mortgage ödemelerini askıya almış durumda; birçok ülke, vatandaşlarına ekonomik destek sağlamak için çeşitli yardımlar yapıyor ve kredi oranlarını sıfırlama aşamasına geçmeleri muhtemel.

Ülkeleri dolar karşısında değersizleştiren bir mekanizma üzerinde şekillenen bu borçlandırma politikaları, 2014 itibarıyla faiz, döviz ve borsa üzerinden döndürülen toplam sanal para miktarını yaklaşık 840 trilyon dolara ulaşmasına neden oldu.

Gelinen noktada, sistem ciddi bir tıkanma aşamasına geldi. Dünya, virüs salgını ile mücadele ederken büyük finansal krizler yaşıyor ve yeni bir sisteme doğru evrilmekte. Türkiye, bu yeni dönüşüm sürecine hiç olmadığı kadar hazırlıklı görünmekte.

Koronavirüsle Mücadele: Küresel Hükümet Çağrısı
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Medya Kamu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!