1. Haberler
  2. GÜNDEM
  3. Çin’de İthal Vaka İddiası: Gerçekler Neler?

Çin’de İthal Vaka İddiası: Gerçekler Neler?

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Çin Büyükelçiliği’nin resmi Twitter hesabından Sayın Büyükelçiye çeşitli sorular yönelttim ancak geri dönüş alamadım.
Öncelikle mevcut durumu gözden geçirelim.
*2019 yılının 20 Aralık günü, Çin’in Hubei eyaletine bağlı Vuhan şehrinde pnömoni (zatürre) vakalarının bir araya gelmesi dikkat çekti. İlk vakaların, Vuhan’daki bir hayvan pazarında ortaya çıktığı ve belirtilerin bir balık satıcısı olan 49 yaşındaki kadında öksürük, nefes darlığı ve göğüste sıkışma şeklinde tespit edildiği bildirildi. İkinci hasta ise bu pazardan sık sık alışveriş yapan 61 yaşındaki bir erkek oldu.
*Yeni tip koronavirüsün ilk belirtileri belirmeye başladı ve Doktor Li Wenliang bu durumu meslektaşlarıyla paylaştı; hastalığın SARS’a benzer olduğunu vurgulayarak uyarıda bulundu. Ancak, maalesef yönetim tarafından sert bir şekilde susturuldu. Li Wenliang, hastalarından birine tedavi ederken virüsü kaptı ve yaşamını kaybetti.
*1 Ocak 2020’de, hastalığın başlangıç noktası olarak kabul edilen hayvan pazarı kapatıldı.
*Hasta sayıları hızla yükselmeye başladı, haberler uluslararası alanda yayıldı. Virüs, 2019 yılında tespit edildiği için COVID-19 olarak adlandırıldı.
*Sonunda, 23 Ocak 2020 tarihinde, bu virüsün tespit edildiği tarihten bir ay sonra, başkent Vuhan dahil tüm Hubei eyaletinde karantina ilan edildi.
*27 Ocak 2020 tarihi itibarıyla, başkent Pekin’de koronavirüs nedeniyle hastalananların sayısının 80’e ulaştığı kaydedildi.
*Hubei eyaleti dışındaki bölgelerde hiçbir karantina uygulamasına gidilmedi.

VE BİR GÜN ÖNCEKİ HABER

Çin’de patlak veren salgında, ilk kez ülke içinde kaynaklı yeni tip Covid-19 vakası tespit edilmediği açıklandı.
Şinhua ajansının duyurusuna göre, son 34 yeni Covid-19 vakası tamamen yurt dışı kaynaklı. Pekin’de 21, Şanghay’da 2, Guangdong’da 9, Heilongjiang ve Zhejiang eyaletlerinde ise birer kişi Kovid-19 taşıyor ve hepsi ithal vakalar. Bu durum, “ithal vaka” rakamını 189’a çıkarıyor.
Çin’de yerel vaka yok, olanlar da İTHAL VAKA mı?
Hubei eyaletinin karantinada başarılı bir yönetim sergilediği doğru; sıkı önlemler ve hastanelerin hızlı bir şekilde inşası ile bu dönemi atlatmış olabilirler fakat bu durum yine de tuhaf değil mi?
Şimdi, yalnızca sınır komşularından bahsedeceğim.
Başkent Vuhan’ın içinde bulunduğu Hubei eyaletinin nüfusu 57 milyon. Bunu takip eden Hunan eyaleti de 57 milyon. Jiangxi 44 milyon, Henan 100 milyon, Chongqing 29 milyon, Anhui ise 59 milyon ile toplam 392 milyon nüfusa ulaşmakta.

KORONAVİRÜSLÜ VAKALAR ÇİN’DE HİÇ SEYAHAT ETMEDİ Mİ?

Virüsün yayılmaya başladığı tarihle karantina arasında nerdeyse üç ay geçti;
Çin’in tamamında Hubei ve komşularında hiç tek bir trafik yok ama bu vatandaşlar tüm dünyaya yayılmayı başardı. Özellikle İtalya ve İspanya gibi ülkelerde, Almanya, Fransa, İngiltere ve ABD’deki virüs vakalarının yoğun olarak görüldüğünün altını çizebiliriz. Hepsi, Çinlilerin yoğun bulunduğu yerlerde başlamış durumda.
Vuhan’dan bir Çinlinin 839 kilometre uzaktaki Şanghay’a gitmesi mümkün değil mi? Dünyanın finans ve sanayi merkezi olan 20 milyon nüfuslu bu şehre ulaşım sadece bir saat yirmi beş dakika alıyor.
Ve Şanghay’da dün itibarıyla iki vaka tespit edilmiş, hepsi yurtdışı kaynaklı öyle mi?
Bu duruma inanmak zor.
Elbette, birçok teori mevcut. Bunlardan biri, Çin’in iş birlikçi olduğu ve Trump karşıtı küresel sermaye tarafından kurulan komplolarla alakalı. Acaba Trump, kendi küresel çete içerisinde etkisiz kaldığı için mi Çin ile çatışarak virüsü “ÇİN VİRÜSÜ” olarak adlandırıyor?
Bunlar üzerinde ciddiyetle düşünmek gerekir.

Tarım sektöründen gelen mektup

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan bir “Ekonomik İstikrar Kalkanı” paketi, tarım sektörü için yeterli destek içermiyor.
Çiftçiler ve tarım sektöründe çalışanlardan birçok mesaj aldım.
Onların ortak görüşü şu:
Paket uygun görünüyor, ancak bu zorlu dönemde insanlar yeni araba veya mobilya satın almak gibi isteklerini erteliyor, sosyal aktivitelerden uzak duruyor; evde kalmayı tercih ediyor. Ancak,
nohut, mercimek, domates, biber ve patates gibi temel gıda ihtiyaçları ertelenebilir mi?
Çiftçiler, “Eğer önümüzdeki ay dikim yapamazsak gelecek yıl tarımsal ürünlerde ciddi sıkıntı yaşayacağız. Çiftçilere yönelik acil bir destek paketi açıklanması şart. Tarım Kredi Kooperatifleri’nin borçları ertelenmeli, borçlu olan çiftçilere yeni kefalet ve teminatlarla kredi limitleri yükseltilmeli, faiz oranları düşürülmeli” diyor.
Mevcut şartlar altında gübre, ilaç, makine ekipman ve sulama malzemeleri gibi ürünler için vadeli satışların sekteye uğradığını ve her şeyin nakite dönüştüğünü belirtiyorlar. Bu durum, üretim miktarlarına da ileriye dönük olumsuz etki edebilir.
İlaç, gübre ve sulama malzemeleri tedarikçilerinin artık çek kabul etmediğini ve vadeli satış yapmadığını ifade eden çiftçiler, sıkıntılı durumlar yaşadıklarını da ekliyor. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin, “Gıda konusunda sıkıntı yok” söylemine karşı çiftçilerin taleplerini iletmek istedim.
Temel ihtiyacın gıda olduğu bu hassas dönemde, bu durumun altını çizmek gerekli.

Doğduğun ülke kaderindir

Geçen hafta salı gününü çarşambaya bağlayan gecede, yurtdışında yaşayan toplam 2807 Türk vatandaşı ülkeye geri döndü.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, THY uçaklarını seferber ederek herkesi özel olarak getirdi ve hazırlanan öğrenci yurtlarında 14 gün karantinaya aldı. Ancak, kendi imkânlarıyla daha önce dönmek isteyen yaklaşık 300 bin kişi de oldu.
Hepsinin ortak düşüncesi, bu zor süreçte ne kadar “entegre” olsalar da hâlâ yabancı ve yalnız hissettiklerini fark edip, aileleriyle, dostlarıyla birlikte olmayı arzuladıklarıydı.
Oysa, “Bu ülkede yaşanmaz artık” diyerek Batı’da yaşamayı seçmişlerdi.
Ama sonuçta geri döndüler; çünkü Türkiye’de hayatta kalma umuduna sahip oldular.
Bu durum bir çelişki oluşturuyor.
Doğduğun ülke, insanların kaderi oluyor.
Tahmin ettiğiniz gibi, “Doğduğun ev kaderindir” isimli diziden esinlendim bu başlığa. Dizi, karakterin köklerine duyduğu özlemi ve oraya ait hissetmesini harika bir şekilde tasvir ediyor, bu nedenle izleyiciler tarafından seviliyor.
17 Mart sabahı Türkiye’ye dönen vatandaşlarımızdan biri, “Devletimizin gücünü bir kez daha anladık” şeklinde sosyal medyada paylaştı.
Fakat Batı hayranı bir kadın, kendisini uçakla getiren devletine isyan ederek, otobüsler için 10 dakika beklemesine saldırdı. Çektiği video ile “Daha ne kadar bekleyeceğiz, beceriksizler” ifadelerini kullanarak dikkat çekti. Bu durum ise alçakça bir yaklaşım oldu ve buna ne yapılırsa yararı olmazdı.
Bu arada Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) yayınladığı raporların ne kadar güvenilir olduğu, son yaşanan olaylarla birlikte daha da aşikâr hale geldi. Kuruluşun sağlık verimliliği açısından 2000 yılından itibaren yayınladığı listelerde İtalya, Fransa ve İspanya ilk sıralarda bulunurken, Türkiye’nin durumu ise Mısır ve Senegal’in altında yer almakta.
Şimdi bu ülkelerin içinde bulunduğu durum ile Türkiye’nin konumu karşılaştırılmalı.
İtalyan Başbakan Giuseppe Conte, “Salgının kontrolünü kaybettik, fiziksel ve zihinsel olarak sıkıntıdayız; artık ne yapacağımızı bilmiyoruz.” ifadeleriyle çaresizliğini dile getirdi.
Londra’da yağmalamalar başladı; Fransa ve Almanya’nın da ise aynı kaderi paylaşması an meselesi.
Son bir not:
Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca, CHP’deki muhaliflere cevap niteliğinde şunları açıkladı:
Hastanelerimizde toplamda 25 bin 670 yoğun bakım ünitesi mevcuttur.
Şu ana kadar 10 bin test gerçekleştirilmiştir.
Yerli tanı kiti geliştirildi ve çok yakında günlük 10-15 bin test yapabilme kapasitesine ulaşılacaktır.
Bununla birlikte, şu anda 115 bin tarama kiti bulunmakta ve ihtiyaç halinde bu sayı iki milyona çıkarılabilir.
Bakanı dinleyin, geriye kalan her şeye inanmayın.

Çin’de İthal Vaka İddiası: Gerçekler Neler?
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Medya Kamu ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!