Haber7 – ÖZEL
8 Aralık 2024 tarihinde gerçekleşen olay, Şam’ın düşmesi ve Beşar Esed’in ülkeyi terk etmesiyle Esed rejiminin sonunu getirdi. Bu gelişmeyle birlikte, muhaliflerin zalim Esed rejiminden Şam’ı kurtarması dikkat çeken bir tevafuk oluşturdu. Tarih, zaman zaman benzer olayların ve şartların döngüsel olarak yeniden yaşandığına işaret etmekte. İşte tam olarak bu noktada, geçmişte yaşanan tarihi bir olayla günümüzdeki bu kurtuluş arasında dikkat çekici bir bağlantı ortaya çıkıyor.
TARİHİ TEVAFUK: 21 ARALIK 636
Muhaliflerin Şam’ı kurtardığı tarih olan 8 Aralık 2024’ten tam 1388 yıl önce, yani 636 yılında yine Aralık ayında İslam orduları tarafından Şam şehri fethedilmişti. Bu fetih, İslam tarihinin önemli dönüm noktalarından biri olarak kabul edilmekte. İslam ordularının bu zaferi, İslam dünyasının genişleme sürecinde stratejik bir adım olarak birçok kaynakta yer almaktadır. Dolayısıyla, iki tarih arasındaki bu örtüşme, tarihsel olayların ve etkilerin sürpriz bir şekilde birbirini takip ettiğini gösteriyor.
3 AYLIK KUŞATMAYLA BİZANS’IN DİRENCİ KIRILDI
Fetih süreci, Müslüman orduların Ağustos 636’da yürüttüğü Yermük Savaşı’nda, Bizans ordusunu büyük bir bozguna uğratmasıyla başladı. Hz. Halid bin Velid’in liderliğindeki İslam orduları, Eylül 636’da Şam’ı kuşatmak için şehrin etrafını sardılar. Yaklaşık üç ay süren bu kuşatma süresince, Müslümanlar hem diplomatik yollarla hem de stratejik manevralarla Bizans direncini kırmaya çalıştılar. Bu kapsamda, kuşatma sırasında birçok taktik ve plan gerçekleştirildi, böylece kuşatma başarılı bir biçimde sürdürüldü.
İSLAM ORDUSUNDAN GECE OPERASYONU
Kuşatma sırasında, Müslüman ordularından bir grup cesur savaşçı, 20 Aralık gecesi Şam’ın surlarından içeri sızmayı başardı. Bu ani saldırı, Bizans savunmasını zayıflatarak teslim sürecini hızlandırdı. Gece operasyonu, küçük bir gruptan oluşsa da düşman üzerindeki etkisi büyük oldu ve direnişin kırılmasına önemli bir katkı sağladı.
SAVAŞMADAN TESLİM OLDULAR
20 Aralık 636’da Müslümanlarla yapılan müzakereler sonucunda, Bizanslı komutanlar ve Şam halkı teslim olmayı kabul ettiler. Halid bin Velid, şehrin haklına can ve mal güvenliği ile din özgürlüğü konularında teminat vererek, barışçıl bir yaklaşım sergiledi. Dolayısıyla, 21 Aralık 636’da Müslümanlar şehre herhangi bir çatışma olmadan girmeyi başardılar. Bu olay, Şam’ı tarihin derinliklerine kadar İslam şehri haline getirdi ve bu tarihi süreç, İslam medeniyetinin oluşumuna önemli bir katkı sağladı. Görüldüğü üzere, geçmişteki bu tarihi fetih ile günümüzdeki muhaliflerin Şam’ı kurtarma çabaları arasında benzerlikler bulunmaktadır.