Suriye’de 27 Kasım 2024 tarihi, 21. yüzyılın en önemli siyasi olaylarından birine sahne oldu. Heyet Tahrir Şam’ın (HTŞ) önderliğindeki muhalif gruplar, Suriye Baas Partisi’nin 61 yıldan fazla süren iktidarını sona erdirdi. Bu süreç, savaşın başlangıcından bu yana halkın özgürlük mücadelesinin bir zaferle sonuçlanması açısından büyük bir anlam taşıyor.
2011 yılından başlayarak devam eden iç savaş, Suriye’deki rejimin kendi halkına karşı uyguladığı sert ve kanlı politikalarla derinleşti. Yıllar içinde pek çok insanın yaşamını yitirmesine ve milyonlarca insanın yerinden olmasına neden olan bu savaş, Beşar Esad yönetiminin sonunu getiren olaylarla yeni bir boyut kazandı. Özellikle Esad’ın Rusya’ya kaçması ve bu süreçte yanında götürdüğü belgeler ile bilgilerin içerideki devrimci hareketleri nasıl etkileyeceği merak konusu oldu.
135 MİLYAR DOLARLIK VURGUN
Rejim istihbaratının eski bir üyesi olan Halid Beyye, Beşar Esad’ın 135 milyar dolarlık bir vurgun gerçekleştirdiğini ifade etti. Beyye, “Son düşüş öncesi çok büyük hesaplaşmalar yaşandı. Rusya yanlısı komutanlar ile İran destekli komuta kademesi arasında ciddi çekişmeler başgösterdi” şeklinde açıklamalarda bulundu. Halep Komutanı General Muhammed Safadli ile Rusya’nın sadık generali Süheyl Hasan arasında ilk ciddi çatışmanın yaşandığını anlatan Beyye, bu olayların askeri istihbarat ve ordu arasındaki bilgi akışını durma noktasına getirdiğini dile getirdi. Bu durumun, Halep’in düşüşü ile birlikte muhalif güçlerin Şam’a yönelmesini sağladığı ifade edildi.
Bunun yanı sıra, Beyye, iç savaş döneminde yaşanan süreçte komuta kademesinden toplamda 273 üst düzey komutanın rejim tarafından infaz edildiğini belirtmiştir. Bu infazların, rejimin içindeki güvensizlik ve korku atmosferini derinleştirdiği, aynı zamanda muhalif gruplar için bir stratejik avantaj sağladığı değerlendirilmekte.
Bütün bu gelişmeler, Suriye’nin geleceği açısından büyük bir öneme sahiptir. 27 Kasım 2024 tarihinde gerçekleştirilen muhalefet zaferi, ülkenin siyasi ortamında önemli değişikliklere yol açma potansiyeline sahiptir. Bu durum, Suriye halkının özgürlük, demokrasi ve insan hakları mücadelesinin uluslararası kamuoyunda daha fazla duyulmasına sebep olacaktır.
Suriye’nin geleceği hala belirsizliğini korusa da, rejimin çöküşü ve muhaliflerin elde ettiği bu zafer, umudunu kaybetmeyen birçok Suriyeli için yeni bir başlangıcın kapılarını aralayabilir. Bölgedeki gelişmeler ve uluslararası tepkiler, Suriye’nin gelecekteki siyasi yapısını şekillendirecektir.