Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, sosyal medya platformu X üzerindeki hesabından önemli bir açıklamada bulundu. Yılmaz, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Sözcüsü Deniz Yücel’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetine yönelik kullandığı ifadeleri eleştirerek, bu tür bir dilin “çirkin ve hadsiz” olduğunu belirtmiş ve bu durumu kesinlikle kabul edilemez bulduğunu vurgulamıştır. Yılmaz, “Hakikat çirkin sözlerle örtülemez” diyerek, Yücel’in kullandığı üslubun halkın güvenini kaybetme korkusu ve parti içindeki kavgalarla ilişkilendirilerek ortaya konduğunu ifade etti. Bu tarz seviyesiz sözlerin, CHP’ye gönül vermiş olan vatandaşların da içerisinde bulunduğu tüm millete karşı vicdanen mahkûm edileceğini sözlerine eklemiştir.
Ayrıca Yılmaz, kullanılan “vahim üslup” ve bu üslubun, Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde yürütülen güçlü milli politikalara karşı bir çekememezlik ve saldırganlık olarak görülebileceğini belirtti. Özellikle Suriye örneği üzerinden milli meselelerde tarihin doğru tarafında duramamanın, bu tür bir rahatsızlığın dışa vurumu olduğu düşüncesini dile getirdi. Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın pek çok demokratik seçimde halkın desteklemesine mazhar olduğunu hatırlatarak, Erdoğan’ın ülkeyi uluslararası alanda ön sıralara taşıdığı gibi, adil bir dünya kurma çabalarının da simgesi olduğunu ifade etti.
Yılmaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aziz Türk milletinden aldığı güçle, hem zalimlerin korkulu rüyası hem de mazlumların umudu olmaya devam edeceğini vurguladı. Bu bağlamda, Yılmaz’ın açıklamaları öncelikle CHP’nin söylemlerine yönelik bir karşı duruş olarak öne çıkmakta ve milletin birliğine vurgu yapmaktadır. Bu durum, siyasi tartışmaların yoğunlaşmasına ve belki de toplumun ikiye bölünmesine yol açabilirken, Yılmaz’ın ifade ettiği gibi, halkın teveccühünü kaybetme korkusunun arka planda yatan bir sebep olduğunu düşündürmektedir.
Deniz Yücel’in CHP Sözcüsü olarak sarf ettiği “çirkin ve hadsiz üslup” ifadesi, siyasi arenada bir tartışma konusu yaratırken, bu durumun toplum üzerindeki yansımaları, siyasi bilincin de bir yansıması olarak dikkat çekmektedir. Yücel’in bu tutumu, partisi içindeki huzursuzlukları ve halkın algısını daha da zorlaştırabilecek bir süreci tetiklemiş olabilir. Cevdet Yılmaz’ın açıklamaları ise toplumda bir dayanışma ve birlik olma çağrısı niteliği taşımakta; bu tür tartışmaların halkı bölmeden ziyade bir araya toplaması gerektiği mesajını vermektedir.
Sonuç olarak, Yılmaz’ın ifadeleri, Türkiye’nin siyasi tabloluğunda önemli bir duruş sergilerken, aynı zamanda hükümetin ve Cumhurbaşkanının halk nezdindeki konumunun da bir ifadesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu tür tartışmaların, hem siyasi kutuplaşmayı artırması hem de toplumun genel algısını değiştirmesi açısından dikkatle takip edilmesi gereken unsurlar içerdiği aşikardır. Cevdet Yılmaz’ın bu paylaşımları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’nın liderliği altında daha güçlü bir ulusal politika anlayışının savunulması yönünde atılmış adımların göstergesi olmaktadır.
— Cevdet Yılmaz (@_cevdetyilmaz) December 22, 2024
