Mansur Yavaş, Türkiye’nin siyasi arenasında dikkat çeken bir isim olarak öne çıkıyor. Gazete bayii işleten Ahmet Sadık Bey ve eşi Havva Hanım’ın beş çocuğundan ikincisi olarak dünyaya gelen Yavaş’ın siyasete ilgi duyması, gençlik döneminde tanıştığı “Ülkü Ocakları” ile başlamıştır.
Ailesinin sınırlı olanaklarına rağmen, Yavaş başarılı bir eğitim süreci geçirerek avukat olmuştur. Ülkücü hareket içinde çeşitli görevler almış ve komünizm karşıtlığı ile tanınmıştır. 1980 öncesi dönemde komünizm yanlısı gruplara karşı yürüttüğü mücadelenin izlerini taşımaktadır. Yavaş, bu mücadelenin önemine vurgu yaparak, “Komünizm insanlara mutluluk değil, açlık sefalet ve fuhuş veriyor” ifadelerini kullanmaktadır.
Bu söylemleri ile Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) mensubu olarak Ankara Beypazarı Belediye Başkanı seçilmiş ve iki dönem bu görevde kalmıştır. Ancak bazı eleştirmenleri, Yavaş’ın Beypazarı’nda yeterli hizmet veremediğini savunmuştur. 2009 yılındaki yerel seçimlerde yine MHP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak sahneye çıkmış ve %26,9 oy alarak büyük bir çıkış yapmıştır.
2011 yılındaki seçimlerde ise MHP’nin Ankara milletvekili adayı olması beklenirken, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye yönelik yazdığı mektup büyük dikkat çekmiştir. Mektubunda MHP’nin bazı adayları ile ilgili eleştirilerde bulunan Yavaş, partinin ideolojisinden uzaklaştığını ifade etmiştir. Bu süreç, Yavaş’ın ileride CHP’ye geçişini hazırlamıştır.
2014 yılında yeniden aday gösterilmeyen Yavaş, MHP’den istifa etmiş ve geçmişte eleştirdiği Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) katılmıştır. 2019 yılında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçilen Yavaş, göreve geldikten sonra, geçmişte savunduğu milliyetçi düşünceleri bir kenara koyarak, birçok uygulama ile CHP’nin politikalarına yön vermeye başlamıştır.
Yavaş’ın başkanlık öncesindeki sert eleştirileri, görevdeki ilk hareketleriyle çelişmeye başlamış ve özellikle bir sanatçının heykelinin dikilmesi gibi olaylarla gündeme gelmiştir. Ayrıca Sovyet tarzı eğitim temasının hâkim olduğu “Hasanoğlan Köy Enstitüsü”ne sahip çıkılması gibi tartışmalı girişimlerinde bulunmuştur.
Görünüşte milliyetçiliğini bir kenara bırakan Yavaş, şimdi de cumhurbaşkanlığına aday olma hırsıyla dikkat çekmektedir. Ancak bu hırs, onun kendi partisi içinde bile sıkıntılı bir duruma yol açmıştır. Özellikle Ekrem İmamoğlu ile arasında sessiz bir rekabet yaşandığı iddia edilmektedir.
Özgür Özel, iki başkanın arasındaki rekabeti anlamlandıran bir açıklama yaparak, “Şu anda takımda iki forvet var. Biri Mansur Yavaş, diğeri Ekrem İmamoğlu” şeklinde değerlendirmiştir. Özel, İmamoğlu ve Yavaş’ı seçim sürecinin ana figürleri olarak tanımlarken, mitinglerde Yavaş’ın öne çıkmadığı dikkat çekmektedir.
Yavaş’ın, İmamoğlu üzerinden yapılan eleştirilerden etkilenmekte olduğu görülmektedir. Özellikle, İmamoğlu, Yavaş’ın çalışmadan koltuk hayali kurduğunu ima eden sözler kullanarak, rekabeti daha da derinleştirmiştir. Sürekli olarak “erken seçim” vurgusu yapan İmamoğlu ve Özel ikilisinin, Beşiktaş Belediyesi’ne yönelik yolsuzluk operasyonu sonrasında Yavaş’a mesaj vermek için hareket ettikleri düşünülmektedir.
Sonuç olarak, Mansur Yavaş, ilk dönemlerinde benimsediği değerleri değiştirmiş ve CHP ile bağımlı bir şekilde siyaset sahnesinde var olmaya çalışmaktadır. Ancak, geçmişte sarf ettiği sözlerin ve prensiplerinin tam aksi pozisyonda hareket etmesi, onun siyasi geleceği için soru işaretleri yaratmaktadır. Yavaş, mevcut durumu ile partinin kendisine
