Bolu Kartalkaya bölgesindeki yangın felaketi sonrası, site yönetimleri aralarında güvenlik eksikliklerini gidermek için harekete geçti. Büyük oranda dahil olmak üzere, birçok site yönetimi yeni genel kurullarını toplayarak yangın sonrası oluşan eksiklikleri belirleme yoluna giderek, durumu değerlendirmek için raporlar hazırladı. Ancak en önemli gündem maddelerinden biri, bu güvenlik önlemleri için gerekli olan masrafların yanı sıra, bu giderlerin kiracı mı ev sahibi mi tarafından karşılanacağı konusundaki tartışmalar oldu.
Farklı site yönetimleri, bu güvenlik masraflarının aidatlara yansıtılması gerektiğini savunurken, bazıları ise masrafların ev sahiplerinden alınması gerektiği görüşünü benimsedi. Hukuk uzmanları, Kat Mülkiyeti Kanunu’na göre güvenlik ekipmanlarının, yani yangın tüpleri, alarm sistemleri, yangın söndürme aparatları ve yangın merdivenlerinin demirbaş sayıldığını ve bu sebeple masrafların yalnızca ev sahiplerinden talep edilmesi gerektiğini belirtiyor. Ancak, kira sözleşmelerinde yer alan “ortak alan giderlerinin kiracılar tarafından karşılanması” gibi maddeler, bu durumu değiştirebiliyor.
KİRA SÖZLEŞMESİNE GÖRE DEĞİŞİYOR
Hukukçular, Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca, site içindeki ortak alanlara ait güvenlik elemanlarının yani yangın güvenlik sistemlerinin, demirbaş olarak sayıldığını ifade ediyor. Bu ekipmanların sağlanması, bakımı ve devirleri gibi masrafların, ev sahipleri tarafından karşılanması gerektiği sonucuna varılıyor. Yasal çerçeveden bakıldığında, böyle bir durumda yangın güvenlik masraflarının ev sahiplerine ait olduğu söylenebilir. Ancak, kira sözleşmelerinde “ortak alan giderlerinin kiracı tarafından karşılanacağı” gibi bir şart varsa, bu durumda yangın güvenlik ekipmanlarıyla ilgili masrafların aidatlarda gösterilerek kiracılar tarafından ödenmesi mümkün hale geliyor.
TARTIŞMALARA SEBEP OLUYOR
Bu konu üzerine görüş bildiren avukatlar, pratikte sıklıkla anlaşmazlıkların yaşandığını ifade ediyor. Kiracıların, kira sözleşmelerinin masraflar ile ilgili net bir ifade taşımadığı gerekçesiyle ek ödeme yapmayı reddettikleri görülüyor. Diğer taraftan, ev sahipleri güvenlik önlemlerinin herkesin yararına olduğunu, dolayısıyla masrafların adil bir şekilde paylaştırılması gerektiğini belirtiyor. Bu durum, hem site yönetimlerine hem de hukukçulara önemli sorunlar çıkarmakta. Anlaşmazlıkların önlenebilmesi adına, kira sözleşmelerinde ortak alan giderlerine dair maddelerin açık şekilde belirtilmesi büyük önem taşımaktadır. Kiracıların, sözleşmeleri imzalamadan önce bu maddeleri dikkatle incelemeleri ve gerektiğinde hukuki danışmanlık almaları önerilmektedir. Ek olarak, site yönetimlerinin genel kurul toplantıları süresince alınan kararları tüm sakinlere şeffaf bir biçimde aktarması ve masrafların paylaşılması konusunda ortak bir uzlaşma sağlaması önemlidir.
Bu durum, hem kiracıları hem de ev sahiplerini etkileyen önemli bir mesele olarak öne çıkmaktadır. Yangın güvenliği gibi kritik bir konuda, tüm tarafların sorumluluklarını bilmesi ve üzerine düşeni yapması büyük önem taşımaktadır. Güvenlik tedbiri almanın maliyetlerinin nasıl şekilleneceği konusunda sağlıklı bir iletişim ve anlaşma yapılması, hem kiracılar hem de ev sahipleri için faydalı olacaktır.
NECMİ ÇİÇEKÇİ
