Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) tarafından yapılan bir açıklamada, Bolu Belediyesi’nin Arapça tabelaları kaldırma yönündeki eylemi ve bunun sonucunda yaşanan ayrımcılık tartışmaları gündeme gelmiştir. Bolu Belediye Başkanı Tanju ÖZCAN, medyaya verdiği bir demeçte, “Arapça tabelaları bir gecede kaldırdım. Ruhsatlarını da bir gecede hukuksuz bir şekilde kaldırdım. Dava da açamadılar” sözleriyle yapılan eylemleri savunmuştur. Başkanın ayrıca, yabancılara yönelik su ve nikah ücretlerinde 10 kat zam uygulandığını duyurması, sosyal medya ve diğer haber kaynaklarında geniş yankı bulmuştur.
Ayrımcılık yasağı, ırk, etnik köken ve dil gibi temellerde ulusal ve uluslararası belgelerde güçlü bir şekilde güvence altına alınmıştır. Birleşmiş Milletler (BM) düzeyinde, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi (İHEB), Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Sözleşme ve diğer haklar belirtilirken, Avrupa Konseyi’ne bağlı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) de bu yasakları destekleyen belgeler arasındadır. Ülkemizin 1982 Anayasası ve 6701 sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu da ayrımcılık yasağını güvence altına almıştır.
Ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), ırk ve etnik köken konusunda dil, milliyet ve kültürün ayrılmaz parçalar olduğunu belirtmiş; bu bağlamda, farklı kültürlere saygının ve çoğulculuğun önemine dikkat çekmiştir. AİHM, ırk ayrımcılığının tehlikelerine ve bunun en sert şekilde tepki gerektiren bir ayrımcılık türü olduğunu vurgulamıştır. “Timishev v. Rusya” davasında, bu ayrımcılık türüne karşı duyulan hassasiyetin arttırılması gerektiği ifade edilmiştir.
Bolu’da Arapça tabelaların kaldırılması, nefret söylemiyle ilgili bir boyut taşır. Irkçılığa ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komisyonu (ECRI), nefret söylemini; ırk, dil, din, inanç gibi çeşitli kişisel özelliklere dayalı olarak bir grubun dışlanması, yerilmesi ve hedef gösterilmesi olarak tanımlar. Nefret söylemi, bu tür davranışların teşvik edilmesi veya haklı görülmesi gibi durumları da içine almaktadır.
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, 6701 sayılı Kanun’un 9. maddesi gereğince ayrımcılık yasağı ihlallerini inceleme görevi üstlenmiştir. Bu çerçevede, Bolu Belediye Meclisi’nin, yabancılara yönelik su ve nikah ücretlerindeki farklı tarifeyi değerlendirerek, 23 Kasım 2021 tarihi itibarıyla inceleme başlatılmıştır. İnceleme sonucunda, 15 Mart 2022 tarihinde verilen Kurul Kararıyla, ırk ve etnik köken temelinde ayrımcılık yasağının ihlal edildiği tespit edilmiş ve belediyeye 40.000 TL idari para cezası uygulanmasına karar verilmiştir.
Toplumsal barışın sağlanabilmesi için yerel yönetimlerin, ayrımcılık yasağına uygun hareket etmeleri büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, demokratik toplumların çoğulculuğu, eşitliği ve farklı kültürlere saygıyı esas alması gerektiği unutulmamalıdır. Dolayısıyla, bireylerin ırkı, rengi, etnik kökeni veya dili gibi kriterlere dayanarak farklı muameleye tabi tutulması durumunda, bu kabul edilemez bir durum olarak değerlendirilmektedir.
Kurum, insan onurunu koruyarak, bireylerin eşit muamele görme hakkını güvence altına almayı öncelikli hedef olarak belirlemektedir. Bu bağlamda, yazılı ve görsel medya