Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Noterlik Kanunu ve aynı zamanda bazı yasalar üzerinde değişiklikler içeren kanunlar ile ilgili olarak yargı yolu açmayı tercih etti. Bu çerçevede, Dahiliye Memurları Kanunu ve 375 sayılı Bazı Kanunlar ile Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun gibi önemli düzenlemelerin yürürlüğünün durdurulması ve iptali için Türkiye’nin Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu.
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, partilileriyle birlikte Anayasa Mahkemesine bu başvuruyu gerçekleştirmelerinin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Günaydın, iki yasa ve üç Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin iptali için AYM’ye başvurduklarını belirtti. Bu başvurunun önemli olduğunu ifade eden Günaydın, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden (TBMM) neredeyse her hafta veya 10 günde bir hukuka aykırı yasaların geçmiş olduğunu ifade ederek, Anayasa Mahkemesi’nin bu konudaki hassasiyetine vurgu yaptı.
Günaydın, “Burada gördüğünüz gibi CHP, neredeyse haftada ya da 10 günde bir TBMM’den anayasaya aykırı kanunlar geçirildikçe, mahkemenin önüne gelerek Türkiye’nin anayasal düzenini, vatandaşların da hukuki güvenliğini korumak için gerekli hukuki çalışmaları yerine getiriyor.” şeklinde konuştu. Bu bağlamda, CHP’nin hukukun üstünlüğü ilkesi ve anayasa güvencesi için göstermiş olduğu çabalar, partinin politik çerçevesinin bir parçası olarak öne çıkmaktadır.
Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bu başvurular, görüldüğü üzere sadece yasaların iptali için değil, aynı zamanda Türkiye’deki demokratik yapının korunması açısından da önem taşımaktadır. CHP, bu eylemleriyle birlikte, yasaların ve hukukun işleyişine Müdahale edilmemesi gerektiğini ve vatandaşların haklarının korunmasını sağlama çabası içinde olduğunu vurgulamaktadır. Bu durum, partinin yasal süreçlerde nasıl bir tutum sergilediğini ve Türkiye’deki siyasal iklimin değişkenliğinde nasıl bir direnç göstermeye çalıştığını da gözler önüne seriyor.
Sonuç olarak, Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bu başvuru, Türkiye’de mevcut olan yasal düzenlemelerin ve yürürlükteki yasaların aşırı hızla değişmesi sonucunda ortaya çıkan hukuki belirsizliklere karşı bir tepki olarak değerlendiriliyor. CHP’nin bu türden eylemleri, partinin hukuk ve demokrasi konusundaki tutumunu net bir şekilde ortaya koymakta ve Türkiye’deki siyasi dinamikler üzerinde de etkili olabilecek adımlar olarak algılanmaktadır. Bütün bu gelişmeler, Türkiye’deki siyasi muhalefetin, yasalar karşısındaki kararlılığını ve demokrasi adına gösterdiği direnişi de ortaya koymaktadır.