Türkiye, 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremlerle sarsıldı. Bu felaket, 11 farklı kenti etkileyerek büyük yıkımlara yol açtı. Deprem kuşağında yer alan Türkiye’nin, konut stokunun depreme hazırlıksız olduğu bir kez daha açığa çıkarken, arama-kurtarma faaliyetlerindeki yetersizlikler de dikkat çekti. Bu süreçte yaşanan zafiyetler, vatandaşlarda güven eksikliğine yol açtı.
Depremlerin hemen ardından, barınma krizi başta olmak üzere çeşitli alanlarda, özellikle eğitimden sağlığa, altyapıdan ekonomiye kadar birçok sorun gündeme geldi. Depremzedeler, hızlı bir şekilde çözülmesi gereken çok sayıda sorunla baş başa kalmıştı. Bu durum, devletin afet yönetimi ve kriz yönetimi konusundaki yetersizliklerini gözler önüne serdi.
BARINMA KRİZİ AFAD’IN RAPORUNDA
Türkiye’deki iktidarın deprem sonrası konut yapımına yönelik vaatlerinin yalnızca yüzde 50 oranında gerçekleştirilebilmesi, durumun ciddiyetini gözler önüne serdi. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), “Bütünleşik Afet Yönetimi – Afet Bölgesinde Yürütülen Çalışmalar” başlıklı bir rapor yayınlayarak, depremin yol açtığı barınma sorununu detaylı bir şekilde aktardı. Bu rapor, deprem alanındaki barınma krizinin boyutlarını gözler önüne serdi.
Raporda, konteyner kentlerin durumu özel bir başlıkla ele alındı. Şubat 2025 itibarıyla Türkiye genelinde toplam 649 bin 632 kişinin hâlâ konteyner kentlerde yaşadığı belirtildi. Bu rakamlar, barınma krizinin ne kadar derinleştiğini gösteren çarpıcı bir tablo sundu.
EN FAZLA KİŞİ HATAY’DA
6 Şubat 2023 tarihli depremin üzerinden 731 gün geçmesine rağmen hâlâ konteynerlerde yaşayanların illere göre dağılımı da raporda yer aldı. Bu istatistikler, depremzedelerin ne denli zor durumda olduğunu ortaya koydu. Hatay, 18 bin 379 kişiyle konteyner kentlerde yaşayanların en fazla olduğu il olarak öne çıkarken, bu durum bölgedeki krizin ciddiyetini bir kez daha vurguladı.
Raporun diğer verilerine göre, Malatya’da 112 bin 726, Adıyaman’da 118 bin 204 ve Maraş’ta ise 107 bin 896 kişi hâlâ konteyner kentlerde yaşamlarını sürdürüyor. Bu rakamlar, Türkiye’deki afet yönetimi ve deprem sonrası toparlanma sürecinin ne kadar zor olduğuna dair önemli bir göstergedir.
Tüm bu veriler, depremin ardından yaşanan süreçte devletin acil eylem planlarının yetersiz kaldığını ve afet sonrası barınma sorunlarının ciddi bir şekilde ele alınması gerektiğini açıkça ortaya koyuyor. Depremzedelerin ihtiyaçlarının karşılanması için daha güçlü ve organize bir destek mekanizmasına ihtiyaç olduğu açıktır.
Mustafa BİLDİRCİN / BİRGÜN