TÜİK’TEN AÇIKLANAN RAKAMLARLA MİLYONLARCA ÇALIŞANIN EMEĞİ ZORLANIYOR
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), Mart 2025 döneminde konutlarda kullanılan elektriğe yüzde 25 oranında bir zam uygulandığını açıkladı. Bu zam, yalnızca enflasyon baskısını artırmakla kalmamış, aynı zamanda düşük gelirlilerin ödemekte zorlandıkları faturaları daha da yükseltmiştir. Kamunun bilgisi dışında gerçekleştirilen bu zamlar, halkın sıklıkla hissettiği ek bir vergi gibi algılanmaktadır.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından verileri açıklanan Mart 2025 enflasyon oranları, toplumun gerçekleriyle çatışan bir manzara sunmuştur. TÜİK, tüketici fiyat endeksinin (TÜFE) mart ayında yüzde 2,46 arttığını ve yıllık enflasyonun yüzde 38,10’a düştüğünü kaydetmişken, bağımsız araştırma kuruluşları ve halkın günlük yaşamı bu açıklamaların gerçeği yansıtmadığını gözler önüne sermektedir.
Açlık ve Yoksulluk Sınırları Tehlike İşareti Veriyor
Kamu-Ar tarafından gerçekleştirilen bir araştırmaya göre:
Mart 2025 itibarıyla açlık sınırı, bir önceki aya göre 1.516 TL artarak 25.720 TL’ye ulaşmıştır.
Yoksulluk sınırı ise, ulaşım, barınma ve ev eşyası gibi harcama kalemlerindeki artışlarla birlikte 2.889 TL artarak 78.230 TL’ye çıkmıştır.
Son bir yılda ise açlık sınırı 5.628 TL, yoksulluk sınırı 20.950 TL yükselmiştir.
Bu veriler, bir ailenin temel beslenme ve yaşamsal ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlandığını gözler önüne sermektedir. Açlık sınırının altında yaşayan milyonlarca hane, bu zorlu koşullar altında yaşam mücadelesi vermektedir.
Bağımsız Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) bu dönemde yıllık enflasyonu yüzde 75.2 olarak belirtirken, İstanbul Ticaret Odası (İTO) İstanbul özelinde yıllık enflasyonu yüzde 46.23 olarak hesaplamıştır. Bu üç kurumun açıkladığı rakamlar, TÜİK’e olan güvensizliğin neden hızla arttığını açık bir şekilde göstermektedir.
İktidarın Hedefi Kağıt Üzerinde Kalıyor
İktidarın 2025 yılı için belirlediği enflasyon öngörüsü yüzde 17.5 olarak açıklanırken, Merkez Bankası’nın tahmini ise yüzde 24’tür. Ancak yılın ilk üç ayında TÜİK verilerine göre bile yüzde 10,06’lık bir enflasyon meydana gelmiş, hedeflerin önemli bir kısmı şimdiden aşılmıştır. Bu duruma göre, yılın kalan kısmında yüzde 0,7’lik aylık ortalamalarla ilerlemek gerekli olacaktır ki bu mevcut ekonomik koşullarda pek olası görünmemektedir.
Maaşlar Eriyor, Alım Gücü Düşüyor
2025’in başında yapılan ücret ve maaş artışları, yılın ilk üç ayında enflasyon karşısında büyük oranda erimiştir.
Asgari ücretli, bu süreçte 2.020 TL alım gücü kaybı yaşamıştır.
Ayrıca en düşük emekli maaşı da tekrar zam yapılmamış bir seviyeye düşmüştür.
Kamu çalışanları ve emeklilerin ise hak ettikleri enflasyon farkını ancak Temmuz ayında alabilecekleri bir süreçte yaşamaya devam ettikleri ortadadır.
Bu koşullar altında, milyonlarca emekçi, emekli ve kamu çalışanı her geçen gün daha da yoksullaşmakta, sosyal devlet anlayışı açıkça ihlal edilmektedir.
Türkiye, Enflasyonda Dünyanın Zirvesinde Yer Alıyor
Türkiye, savaş halindeki ülkelerle aynı kategoriye girerek, G-20 ülkeleri içinde en yüksek enflasyona sahip ülke konumundadır. Mart ayında yaşanan aylık enflasyon oranı, dünyanın 70 ülkesinin yıllık enflasyonunu geride bırakmıştır. Yıllık enflasyon sıralamasında ise Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında açık ara birinci durumdadır.
TÜİK’e Çağrımızdır: Gerçekleri Gizlemeyin!
TÜİK’in verileri yalnızca rakamlar değildir; milyonlarca insanın yaşamını etkileyen kritik kararlara dayanak teşkil etmektedir. Bu nedenle, kurumun siyasi baskılardan bağımsız, bilimsel ve şeffaf bir yapıya kavuşturulması son derece önemlidir. Gerçek enflasyon oranları gizlenemez; halkın mağduriyeti, TÜİK’in sunduğu başarılı tablolara rağmen devam etmektedir.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak, emeğin hakkını savunma, adil ücret politikasını destekleme ve halkın gerçek yaşam koşullarını koruma alanında mücadelemizi sürdürmeye kararlıyız.