Toplum Çalışmaları Enstitüsü’nde görevli araştırmacı Yağmur Uzunırmak tarafından hazırlanan yeni bir analiz, genç seçmenlerin AK Parti’ye olan mesafeli tutumlarının temel yapısal nedenlerini ortaya koydu. Çalışmanın bulgularına göre, Türkiye’de sosyal devlet ilkelerinin zayıflaması, gençlerin siyasi yönelimlerini etkileyen önemli bir faktör olarak belirlendi.
Analizde, bireylerin toplumsal statüsünün büyük ölçüde doğuştan gelen koşullara bağlı olarak belirlendiği ifade edildi. Özellikle yüksek seviyelerde seyreden çocuk yoksulluğu, yaşam başarısında belirleyici unsurların aileden aktarılan koşullardan etkilendiğini net bir şekilde ortaya koydu. Annenin eğitim düzeyinin, çocuğun üniversite mezunu olma ihtimali üzerinde yarattığı farklılıklar, fırsat eşitsizliğinin nesiller boyu sürdüğüne işaret ediyor.
SOSYAL HAREKETLİLİK ZAYIF KALDI
OECD ve Dünya Ekonomik Forumu’ndan alınan veriler, Türkiye’nin sosyal mobilite endeksinde 82 ülke arasında 64. sırada yer aldığını gösterdi. Danimarka gibi yüksek mobiliteye sahip ülkelerde, toplumsal ilerlemenin iki nesilde sağlanabilmesine rağmen, Türkiye’de bu süreç ciddi bir tıkanma süreci ile karşı karşıya. Alt sınıflardan gelen bireylerin üst sınıflara ulaşma olasılıkları oldukça düşük seyrediyor.
GELİR EŞİTSİZLİĞİ ARTTI, ALT GELİR GRUPLARI MUTLAK KAYBA UĞRADI
WID verilerine dayanan araştırmada, 2007 yılında en zengin yüzde 1’lik kesimin toplam gelirden aldığı payın yüzde 16,7 iken, 2023 itibarıyla bu oran yüzde 24’e çıktığı belirtildi. Aynı dönemde en alt yüzde 50’lik kesimin payıysa yüzde 16,7’den yüzde 14,1’e geriledi. Böylelikle, alt sınıflar sadece yerinde saymakla kalmamış, aynı zamanda mutlak anlamda gelir kaybına uğramıştır.
KAMU HİZMETLERİNDE SİYASİ AYRIMCILIK İDDİASI
V-Dem endeks verilerine göre, Türkiye kamu hizmetlerine erişim açısından 175 ülke arasında 146. sırada yer alıyor. Eğitim, sağlık ve güvenlik gibi alanlarda kamu kaynaklarının siyasi tercihlere göre dağıldığına dair toplumda güçlü bir algı oluşmuş durumda. Bu durum, kamu istihdamındaki liyakat esaslı atamaların yerini siyasi bağlılıkların aldığını ortaya koyuyor; Türkiye, bu konuda da 145. sıraya geriledi.
GENÇLER SOSYAL DEVLETTEN UZAK KALDI
2000 sonrası doğmuş genç kuşağın, hayatlarının tamamını AK Parti iktidarında geçirdiği göz önüne alındığında, bu partinin aldıkları destek oranının ülke ortalamasının oldukça altında olduğu tespit edilmiştir. Gençlerin siyasi tercihlerinde yalnızca ekonomik göstergeler değil, eşitlik, adalet ve liyakat gibi normatif değerlerin de belirleyici rol oynadığı görülmektedir. Sosyal devletin temel ilkeleriyle yeterince buluşamayan genç seçmenler, iktidar partisine karşı mesafeli ve eleştirel bir tutum benimsemiştir.
PROTESTOLARDA “GELECEK KAYGISI” VE “DEMOKRASİ” ÖNE ÇIKTI
Toplum Çalışmaları Enstitüsü’nün protesto katılım analizine göre, 19 Mart sonrasında gerçekleştirilen eylemlerde gençlerin sıkça dile getirdiği nedenler arasında “gelecek kaygısı” ve “antidemokratik uygulamalar” dikkat çekti. Bu bulgular, gençlerin siyasi tercihlerini belirleyen unsurların ekonomik olmanın yanı sıra, siyasi nitelik de taşıdığını ortaya koyuyor.
GÜVEN KAYBI DERİNLEŞTİ
Kamu hizmetlerinin adil dağılmadığına dair algı, özellikle genç seçmen arasında güven kaybını arttıran bir faktör olarak öne çıkıyor. Elde edilen veriler, yalnızca ekonomik kalkınmaya odaklanan politikaların genç kuşağın beklentilerini karşılamada yetersiz kaldığını gösteriyor.
Uzunırmak, mevcut sosyal devlet mekanizmalarının gençler için kapsayıcı bir çerçeve sunmadığını vurguladı:
“Yapılan saha araştırmalarından elde edilen bulgular, genç kuşakların eşitsizlikleri yalnızca soyut verilerle değil, doğrudan kişisel deneyimleri aracılığıyla hissettiklerini göstermektedir. Bu durum, genç bireylerin mevcut siyasal düzene karşı daha mesafeli ve eleştirel bir tutum geliştirmesine yol açmaktadır. Böylelikle genç seçmenlerin siyasal tercihleri yalnızca ekonomik göstergelerle değil, aynı zamanda sosyal adalet, liyakat, eşitlik ve kapsayıcılık gibi değerlere bağlanarak şekillenmektedir.”