Son günlerde Türkiye’ye gelen İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesini ziyaret etti. Bu etkinlik, uluslararası gündemde büyük ses getirdi. Thunberg, ziyaretinin ardından sosyal medya aracılığıyla yaptığı bir paylaşımda, “Türkiye’de gerçek dayanışma köprüleri kurmak için Kürt bölgeleri için özerklik ve özyönetim esastır.” ifadelerini kullanarak tartışmalara yol açtı.
THUNBERG’DEN SKANDAL PAYLAŞIM
Sözde iklim aktivisti Greta Thunberg, Türkiye’nin bazı bölgelerinde PKK yanlısı söylem ve tutum sergileyerek eleştirilerin hedefi oldu. Sosyal medya platformunda yaptığı paylaşımda, Van’a ait bir fotoğraf paylaşarak bu konumu “Kürdistan” olarak tanımladı. Ancak, bu paylaşımdaki ifadelerin PKK’nın söylemleriyle benzerlik gösterdiği ve terör savunuculuğu olarak değerlendirildiği ifade edildi.
PKK’NIN SÖZCÜLÜĞÜNE SOYUNDU
Thunberg, Doğu Anadolu bölgesini “Kuzey Kürdistan” olarak adlandırırken, karşılaştığı Kürtlerin, Türk devletinden kaynaklanan sistematik baskı ve zulüm hikayelerini anlattığını belirtti. Özellikle bölgedeki doğal kaynakların tahrip edilmesi ve yerel toplulukların yaşam alanlarının yok edilmesinin Kürtlere karşı süregelen saldırıların bir aracı olduğunu dile getirdi. Paylaşımında, “Doğanın tahribi ve sömürülmesi – yasadışı orman kesimleri, madencilik şirketleri için bölgelerin feda edilmesi ve yangınlar – Kürtlere karşı devam eden saldırıların bir parçasıdır” ifadelerini kullandı. Bu tür uygulamaların, zorla yerinden edilmelere ve biyolojik çeşitliliğin tahribatına yol açtığını vurguladı.
Thunberg, Türkiye’nin bölünmesini savunarak, PKK’nın terörist eylemlerini görmezden geldi. Sosyal medya mesajında, “Türkiye’de gerçek dayanışma köprüleri kurmak için Kürt bölgeleri için özerklik ve özyönetim esastır” şeklinde ifadeler kullandı. Kürt halkının kendi hayatlarını, kültürlerini ve topluluklarını şekillendirme hakkına sahip olduğunu savundu. Ayrıca, Türkiye’nin Kürtler ve diğer azınlık gruplarına yönelik tutumunu anayasaya koyarak açıklığa kavuşturması gerektiğini belirtti. Hükümetin, siyasi muhalefeti bastırmak için “terörizm” etiketini kullandığını ve bunun binlerce insanı adil bir yargı sürecinden yoksun bıraktığına dikkat çekti. Thunberg, bu durumu kınayan uluslararası örgütlerin çağrılarına da değindi.
Son olarak, Thunberg, sürdürülebilir bir barış ve adil bir gelecek için Kürtlerin özgürlük ve özerklik haklarına saygı gösterilmesi gerektiğini belirtti. “Kürdistan’a yönelik vahşi saldırılar sona erdirilmelidir” diyerek, herkesin özgür olması gerektiğine vurgu yaptı. Bu tür açıklamalarıyla Thunberg, hem iklim aktivizminin hem de bölgedeki siyasi meselelerin iç içe geçtiği bir durumu gözler önüne serdi.