Adana Cumhuriyet Başsavcılığı, 6 Ekim 2022 tarihinde kentte bulunan bir tekstil firmasına haciz işlemi yapmak üzere giden avukat H.Y. ve icra memuru E.Ç’nin darbedilmesi olayına ilişkin bir soruşturma başlattı. Bu araştırma sonucunda Adana 38. Asliye Ceza Mahkemesi, olayla ilgili olarak 6 sanık hakkında kamu davası açma kararı aldı. Sanıklar, M.S, A.A, S.B, Ş.A, S.E. ve U.B. olarak belirlendi.
Dava dosyasında, müşteki avukat H.Y. ve icra memuru E.Ç, avukatları aracılığıyla bir yazılı dilekçe ile sanıklardan şikayetçi oldular. Cumhuriyet savcısı, olayın detaylarını mütalaasında açıkladı. H.Y. ve E.Ç’nin 6 Ekim 2022’de Seyhan ilçesi Şakirpaşa Mahallesi’nde bulunan tekstil firmasına haciz işlemi gerçekleştirmek üzere gittiklerini belirtti. İş yeri sahibi M.S., firma ile olan borcu için 50 bin lira ödeme yapmak istemiş, bunun üzerine H.Y., bu miktarın ödeme olarak kaydedilmesi ve borcun geri kalanına istinaden bazı makinelerin E.Ç. tarafından haczedilip yediemin olarak bırakılması gerektiğini şahıslara iletmiştir.
Ancak, iş yeri sahibi M.S. ile firma çalışanı sanıklar A.A, S.B, Ş.A, S.E. ve U.B, haciz işleminin yapılmasına engel olmaya çalıştıkları ifade edilmiştir. Savcı, bu nedenle E.Ç. ve H.Y’nin sanıklar tarafından “ütü kablosu” ile darbedildiğini ileri sürdü. Bu gelişmeler üzerine, savcı, iştirak halinde hareket eden sanıkların “silahla birden fazla kişiyle görevi yaptırmamak için direnme” suçundan 2’şer yıldan 6 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmalarını talep etti.
Sanıklar ise, savunmalarında öğrendikleri üzere müştekileri darbetmediklerini ifade ederek beraat talebinde bulundular. Mahkeme hakimi, haciz işlemi sırasında müşteki avukat ve icra memuruna yönelik gerçekleştirilen darp eyleminde kullanılan ütü kablosunu, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) “tanımlar” kısmında yer alan 6. maddesinin f bendinin 3. kısmında açıklanan “silah” tanımına dahil ederek, olayda kullanılan ütü kablosunun bir “silah” olarak kabul edilmesine karar verdi.
Mahkeme, TCK 265/4. maddesinde belirtilen “suçun, silahla ya da var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır” kuralını göz önünde bulundurdu. Bu doğrultuda sanıkları “silahla birden fazla kişiyle görevi yaptırmamak için direnme” suçundan 5 yıl hapse mahkum etti. Mahkeme, sanıkların mevcut hallerinin devamına karar vererek duruşmayı sonlandırdı.
