İstanbul Gaziosmanpaşa’da mülk sahibi Harun R. tarafından kiraya verilen evde yaşanan bir anlaşmazlık, kiracı Tekin Y. ile ev sahibi arasında önemli hukuki tartışmalara yol açtı. Harun R., kiracısının kendisine borçlu olduğunu iddia ederek icra takibi başlattı. Ardından kiracının tahliyesi için mahkemeye başvurdu. Ancak kiracı Tekin Y., 29 Ağustos 2017 tarihinde imzalanan mesken kira sözleşmesine dayanarak, yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdiğini belirtti. Bu nedenle tatliye şartlarının oluşmadığını ve kendisinin haksız yere borçlu gösterildiği gerekçesiyle menfi tespit davası açma yoluna gitti.
Gaziosmanpaşa 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde süren davada, kiracı Tekin Y. kira bedellerinin düzenli olarak ev sahibine ödendiğini, arttırılan kira fiyatlarına rağmen hiçbir borcunun olmadığını belirterek tahliye talebinin haksız olduğunu savundu. Ev sahibi Harun R. ise icra dosyasındaki tahliye kararının kesinleştiğini öne sürerek kiracının iddialarının geçersiz olduğunu ifade etti. Mahkeme, kiracının tahliye şartlarının oluşmadığına hükmederek, kira sözleşmesinin artış oranlarıyla ilgili 6. maddesinde yer alan “Kiracı kontrat bitiminde kira bedelini TEFE-TÜFE ortalamasına göre veya %… oranında artırmayı şimdiden kabul ve taahhüt eder.” ifadesini inceleyerek bu hükmün belirli ve uygulanabilir bir nitelik taşımadığını vurguladı. Sözleşmede kira artış oranlarının net bir şekilde belirtilmediğini dikkate alarak, ev sahibinin talep ettiği kira farkı ve diğer alacakların hukuki bir dayanağının bulunmadığını belirtti. Bu sebeple mahkeme, davacı kiracının tahliye edilemeyeceğine ve kira borcunun bulunmadığına karar verdi.
ADALET BAKANLIĞI TEMYİZ BAŞVURUSU YAPTI
Kararın verilmesinin ardından Adalet Bakanlığı, verilen kararın eksik inceleme ve hukuki değerlendirme içerdiğini belirterek Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulundu. Bakanlık, kira sözleşmesinde yer alan artış oranlarının belirsiz olduğuna dikkat çekti ve bu durumun hukuki belirsizlik yarattığını ifade etti. Ayrıca, davacı tarafın kira artış oranları konusunda net bir ödeme beyanında bulunmadığını, mahkemenin eksik inceleme ile yazılı olarak hüküm verdiğini ve usul kurallarına aykırı bir değerlendirme yaptığını savundu.
YARGITAY: “ARTIŞ ORANI NET DEĞİL”
Yargıtay, davayı değerlendirirken kira sözleşmesindeki artış oranlarının belirsizliğini mercek altına aldı. İlk Derece Mahkemesi’nin, kira bedellerinin ödendiği yönündeki beyanlara dayanarak karar verdiğini ancak somut delillerin yeterince incelenmediğini belirtti. Bu nedenle Yargıtay, kararı kanun yararına bozma yoluna gitti ve durumu yeniden değerlendirilmek üzere ilgili mahkemeye göndermeyi uygun buldu.
Kerim CENGİL