İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, sanık Nevşin Mengü hakkında hazırladığı iddianamede, sosyal medya platformu üzerinden herkese açık bir şekilde, hakkında kırmızı bültenle arama kararı bulunan PYD/YPG terör örgütü lideri Salih Müslim ile gerçekleştirdiği bir röportaja yer verdi. Bu durum, sosyal medya üzerinden terör örgütü propagandası yaptığı iddiasıyla karşı karşıya kalmasını gündeme getirdi.
İddianameye göre, Salih Müslim’in, PYD/YPG terör örgütünün amaçları doğrultusunda bölücülük faaliyetlerini meşru göstermek ve bu faaliyetleri yaymak için kullandığı ifadeler, Mengü tarafından desteklendi. Sanık Mengü’nün, Müslim’in kelimelerini yayımlayarak, örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren eylemlerini meşrulaştıran ve bu eylemleri teşvik eden bir propagandayı desteklediği öne sürüldü. Bu kapsamda, sanığın davranışlarının hukuki anlamda “terör örgütü propagandası yapmak” suçu içinde değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı.
İddianamede ayrıca, bu röportajın binlerce kez görüntülendiği ve geniş bir kitleye ulaştığına dikkat çekildi. Bu durum, Mengü’nün eyleminin ne derece ciddiyet taşıdığını ortaya koymakta ve iddia edilen suçun boyutunu büyütmektedir. İddianameye göre, Mengü hakkında “basın ve yayın yoluyla terör örgütü propagandası yapmak” suçundan 1 yıl 6 aydan 7 yıl 6 aya kadar hapis cezası talep ediliyor. Sanığın, bu konudaki eylemlerinin ceza kanunu içerisinde nasıl bir yere oturduğu yargı süreciyle belirlenecek.
Ek olarak, Nevşin Mengü hakkında “suçu ve suçluyu övmek” gibi bir suçtan dolayı adli kontrol kararı alındığı da iddianamede ifade edilmektedir. Ancak, sanık Mengü’nün, gerçekleştirdiği yayınlar içerisinde işlenmiş bir suçu veya bu suca maruz kalmış bir kişiyi övmediği savunulmaktadır. Bu noktada, Mengü’nün durumu, suçun niteliği ve işlediği eylemlerle ilgili yargı sürecinde önemli bir rol oynayabilir.
Bütün bu gelişmeler ışığında, sanık Nevşin Mengü’nün durumu, hem medyanın rolü hem de bireylerin sosyal medya üzerinden gerçekleştirdiği eylemler açısından dikkat çekici bir hal almış durumda. Yargı sürecindeki gelişmeler, basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü ve terörle mücadele kavramları açısından sosyal ve hukuki tartışmalara da yol açabilecek nitelikte.
