Çayırhan Termik Santrali işçileri, Ankara’da Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde “Özelleştirmeyi durdur” sloganıyla yürüyüş düzenleyerek seslerini duyurmak istedi. Ancak, ihaleye yalnızca 2 gün kala bu işçiler kendilerini yine madene kapatma kararı aldı. Bu eylem, işçilerin özelleştirme kararına karşı olan kararlılıklarını bir kez daha sergiledi.
Türkiye Maden İş Sendikası’nın verdiği bilgiye göre, toplamda 50 işçi, 800 metre derinlikteki madene kilitlenerek yer altında sabahlayacak. Madencilerin bu eylemi, özelleştirmenin ortada bıraktığı sorunlara dikkat çekmek amacıyla gerçekleştirilmiş bir protestodur. Aynı zamanda, bu durum işçilerin taleplerine devlet yetkililerinden gereken yanıtı alamadıklarının bir göstergesi.
Türkiye Maden-İş Sendikası Orta Anadolu Şube Sekreteri Selim Arslan, yaklaşık 100 gündür süren mücadelelerinin pek bir sonuç vermediğini belirtti. Bu süreçte yetkililerden herhangi bir dönüş almamanın hayal kırıklığına yol açtığını vurgulayan Arslan, “Cevap yok, zaman tükendi, 4 Mart tarihi yaklaşıyor. Arkadaşlarımızla bir karar aldık. Madencinin sadece iyi günde değerini bilmemelidirler. İyi bir sonuç elde edene kadar kendimizi yer altına kitlemeye karar verdik,” dedi. Bu mesaj, madencilerin kararlılığının ve dayanışmasının güçlü bir göstergesi olarak dikkat çekiyor.
TES-İş temsilcisi Sinan Türkel ise, bu süreçte birlikte hareket ettiklerini belirterek, “Biz de TES-İş olarak madencilerle birlikte her altına giriyoruz. Mücadeleye devam ediyoruz,” ifadelerini kullandı. Bu durum, işçilerin ve sendikaların bir arada hareket etmenin olumlu etkilerini göstermektedir.
Peki, Çayırhan Termik Santrali işçileri bu noktaya nasıl geldi? Geçtiğimiz yıllarda, 20 Kasım 2024’te 500 madenci, özelleştirmenin getirdiği tehditlere karşı kendilerini madene kapatmıştı. Özelleştirme kararının iş güvenliğini tehlikeye attığını ve ihale şartnamesinde haklarının göz ardı edildiğini düşünerek bu adımı atmışlardı. Özelleştirme sürecinin bir parçası olarak, iktidarın varlık satışını 4 Mart 2025 tarihine ertelemesi işçileri bir süreliğine eylemlerine ara vermeye itmişti.
Ancak, erteleme sürecinde herhangi bir iptal kararı alınmaması üzerine, işçiler özelleştirmenin tamamen iptal edilmesini talep etmek üzere yeniden harekete geçti. İşçiler, 10 Şubat 2025’te Beypazarı’ndan Ankara’ya doğru yürüyüş başlatarak bu taleplerini yeniden gündeme getirdi. 13 Şubat 2025’te Ankara’ya ulaşan işçilerin talepleri bir kez daha dikkate alınmamış ve bu durum işçilerin kararlılığını daha da artırmıştı.
Sonuç olarak, Çayırhan Termik Santrali işçilerinin özelleştirmeye karşı yürüttükleri mücadele, yalnızca bir ekonomik sorun değil, aynı zamanda işçi hakları ve iş güvenliği konularında da önemli bir derinleşmeyi beraberinde getiriyor. Bu süreçte işçi dayanışmasının ve kararlılığının önemi bir kez daha anlaşılırken, sendikaların rolü de bu mücadelede gözler önüne serilmiş oluyor.