Temmuz ayında yapılacak maaş güncellemeleri, milyonlarca memur ve memur emeklisinin dikkatle takip ettiği bir konu haline geldi. Son zamanlarda, enflasyon oranlarının oldukça altında kalan maaş artışları, memurları endişelendirmeye devam ediyor. Bu nedenle, yine enflasyon oranlarının altında bir artış olma ihtimali, çalışanlar ve emekliler arasında kaygı yaratan bir durum oluşturuyor.
Özellikle memur emeklileri, bu durumdan en fazla etkilenen kesim oldu.
Seyyanen zam almaktan mahrum kalan memur emeklileri, diğer emeklilere göre daha düşük güncellemelerle karşılaşırken, aktif çalışan memurlar ile emeklileri arasındaki maaş farkı giderek açılmakta.
Her geçen gün, memur emeklilerinden gelen mağduriyet talepleri artarken, TÜİK’in nisan ayı enflasyon verilerinin açıklanmasıyla birlikte, memurların ve memur emeklilerinin olası temmuz güncellemeleri tartışma konusu oldu.
MEMUR EMEKLİSİNİN TOPLU SÖZLEŞME SIKINTISI
Mevcut yasal çerçeve gereği, memur ve memur emeklileri dahil tüm emeklilerin gelir ve maaşlarının temmuz ayında güncellenmesi zorunlu tutulmakta.
Tüm emeklilerin, her yıl ocak ayında yapılacak ödemelere esas olmak üzere, bir önceki altı aylık döneme ait Türkiye İstatistik Kurumu tarafından belirlenen Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) değişim oranı kadar artış göstererek belirlenmesi gerekiyor. Bu durum, hem aktif çalışan emeklilere hem de vefat eden sigortalıların hak sahiplerine bağlanan aylık ve gelirlerden yararlananlar için geçerlilik taşıyor.
Ancak diğer emeklilerden farklı olarak, SGK ve Emekli Sandığı mevzuatı uyarınca tüm memurların ve memur emeklilerinin, ocak-haziran döneminde geçen 6 aylık enflasyon farkı ile birlikte toplu sözleşmede öngörülen %5’lik ek artıştan faydalanması gerekmektedir.
İlk bakışta faydalı görünen toplu sözleşme, ne yazık ki memur emeklileri için ciddi bir sorun haline gelmiştir. Zira bu süreç, maaşların reel artışını sağlamaktan öte, TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranlarının oldukça altında kalmalarına neden olmaktadır. Memur emeklileri, her platformda bu durumdan çıkarılmayı ve diğer emeklilerle eşit şekilde maaş güncellemesi talep etmektedir.
NİSAN İTİBARIYLA GÜNCEL MAASLAR
Mart ayındaki %3,83 oranındaki enflasyon farkının ardından, yürürlükteki toplu sözleşmeye ek olarak %5’lik artış ile memur ve emeklilerinin maaşlarına %9,02 oranında kümülatif bir güncelleme yapılmıştı. Ancak bu, %1,5 oranında enflasyonun altında bir artış anlamına gelmektedir.
Nisan ayı enflasyon verileri de kesinleşti. TÜFE verisine göre Nisan 2025’te, bir önceki aya göre %3,00, bir önceki yılın aralık ayına göre %13,36 ve aynı aya göre %37,86 artış gerçekleşti. On iki aylık ortalamalara dayanan enflasyonda ise %48,73 artış ortaya çıktı.
Buna göre, dört aylık kümülatif enflasyon farkı %13,37 olarak belirlenmiştir. Ancak memur ve memur emeklileri bu oran üzerinden herhangi bir ek güncelleme alamayacaktır.
Memur ve emekli maaşlarının enflasyon farkı %6,94 oranında belirlenirken, toplu sözleşme faktörü ile nisan ayında toplam %12,29 oranında bir güncelleme yapılmıştır. Bu durumda, %1,08 oranında enflasyonun altında bir artış söz konusudur.
TEMMUZ GÜNCELLEMESİ
TÜİK, 3 Temmuz 2025 tarihinde açıklayacağı haziran ayı enflasyon verileri ile beraber 6 aylık güncelleme oranını netleştirecektir. Toplu sözleşmeye göre, memur ve memur emekli maaşlarına her durumda %5 oranında bir güncelleme yapılması gerekmektedir. Bugün itibarıyla toplamda %12,29’luk bir güncelleme kesinleşmiş durumdadır. Mayıs ayı enflasyonunun yüksek seyretmesini, haziran rakamlarının ise ön görülerinin altında çıkmasını beklemek mümkündür.
(TCMB) 2025 yılının ilk enflasyon raporunu paylaşırken, yıl sonu enflasyon tahminini %21’den %24’e yükseltmişti. Ancak mevcut koşullarla bu hedefin gerçekleştirilmesi zayıf bir ihtimal olarak kalmaktadır. Temmuz ayında memur ve memur emeklisi maaşlarına tahmin edilen artış oranının %15,5 ile %17 arasında olması beklenmektedir.
Gerçekleşecek güncellemenin, önceki dönemlerden daha az enflasyon kaybı ile yapılması mümkün görünmektedir.
Yasanın öngördüğü oranlar dışında, hükümetin bu dönemde memur emeklilerine seyyanen zam yapmayı taahhüt etmeyeceği anlaşılmaktadır.
Ayrıca, refah payı ya da benzeri bir iyileştirmenin yakın zamanda gündeme gelemeyeceğine dair herhangi bir işaret görülmemektedir.