Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Genel Başkanvekili Mustafa Elitaş, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) tarafından yapılan erken seçim tekliflerine yanıt verdi. Bülent Arınç’ın katılımıyla Kanal 7 kanalında yayınlanan programa katılan Elitaş, Türkiye’de sıradaki seçimlerin normalde 2028 yılında yapılması planlandığını hatırlattı. Ancak, mevsim şartlarının bu takvim üzerinde etkili olabileceğini belirterek, 2027 yılının Ekim veya Kasım aylarında seçimlerin yapılmasına yönelik bir ihtimalin bulunduğunu ifade etti.
Elitaş, CHP’nin 360 milletvekili ile bir araya gelerek erken seçim yapılması için onay vermesi durumunda, 2027 Kasım ayında bir seçim gerçekleştirilebileceğini öne sürdü. Bu açıklamalar, CHP’nin seçim takvimine yönelik tutumunu sorgularken, muhalefet ve iktidar arasındaki gerilimi de gözler önüne serdi.
Elitaş’ın açıklamalarından öne çıkanlar ise şöyle sıralandı:
İlk olarak, CHP’nin meclisteki mevcut milletvekilliği sayısını vurgulayarak, bu sayede erken seçim olasılığının gerçekçi bir şekilde değerlendirilebileceğini belirtti. Bunun yanı sıra, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, kendileri hakkında açılan davalarla ilgili bir mağduriyet yaratma çabasını eleştirdi. Elitaş, bu durumun, yargı mensuplarına hakaret içerikli söylemlerle gün yüzüne çıktığını, bu bağlamda Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu’nun birer manevi mağdur olmaya çalıştıklarını iddia etti.
Bu gelişmeler, CHP’nin erken seçim taleplerinin yanı sıra, içerisinde bulunduğu siyasi atmosferi de etkilemektedir. CHP’nin, iktidar partisi olan AK Parti’nin seçim tarihine yönelik yapılan atıflar ve eleştiriler, seçim sürecinin ne yönde ilerleyeceğine dair ipuçları sunmaktadır. Elitaş’ın bu açıklamaları, parti arasında var olan düşünce farklılıklarını ve siyasi stratejileri de net bir biçimde ortaya koymaktadır.
Genel olarak, Elitaş’ın konuşmasında, CHP’nin erken seçim isteği hakkında endişe verici bir durum olmadığı ve mevcut seçimin 2028 yılında planlandığı hatırlatıldı. Bunun yanında, siyasi atmosferdeki gerilim ve karşılıklı suçlamalar, siyasetin ne derece rekabetçi bir hal aldığını göstermektedir. Elitaş’ın yargısal konularla ilgili söylemleri de, siyasi bir manevra olarak değerlendirilebilir.