Yer bilimci ve deprem uzmanı Prof. Dr. Naci Görür, akşam saatlerinde Malatya’nın Doğanşehir ilçesi merkez üssü olan 4,6 büyüklüğündeki depremin ardından önemli uyarılarda bulundu. Malatya’da yaşanan bu sarsıntı, bölgedeki deprem riskleri ve Malatya Fayı’nın durumu hakkında yeni tartışmalara yol açtı.
GÖRÜR’DEN DEPREM SONRASI UYARI
Prof. Dr. Görür, Malatya Fayı’nın yavaş hareket eden bir fay olduğunu ifade ederken, yaşanan depremin, en son 2 bin 500 yıl önce kırılma gerçekleşen Malatya Fay Zonu içerisinde oluştuğunu vurguladı. Bu durum, bölge halkı için bir alarm zili niteliği taşırken, depremin yalnızca anlık bir sarsıntı değil, aynı zamanda gelecekte daha büyük tehlikelerin habercisi olabileceğine dikkat çekti.
‘ENDİŞE VERİCİ, CİDDİ ÇALIŞMA YAPILMALI’
Son yaşanan depremin ardından bir paylaşımda bulunan Prof. Görür, bu durumu “endişe verici” olarak nitelendirdi. Ayrıca, AFAD, MTA ve ilgili üniversitelerin konuyla ilgili ciddi çalışmalar yapması gerektiğini belirtti. Görür, paylaşımında şu sözleri dile getirdi: “Polat-Doğanşehir/Malatya’da 4,5 büyüklüğünde bir deprem oldu. Sanırım bu deprem Malatya Fay Zonu içerisinde. Malatya Fayı yavaş bir fay. Son deprem yaklaşık 2.500 sene önce gerçekleşti. Son depremlerde de fayın üzerinde yük meydana geldi ve bu durum endişe verici. Ciddi olarak bu konuda çalışmalar yapılmalı. MTA, AFAD ve üniversiteler namzet kuruluşlar olarak devrede olmalı.”
Prof. Dr. Naci Görür’ün bu açıklamaları, bölgede deprem bilinci oluşturmanın ve hazırlık yapmanın önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Gerçekleştirilecek bu çalışmaların, hem sismik risklerin azaltılması hem de olası bir deprem durumunda can ve mal kaybının en aza indirilmesi açısından kritik öneme sahip olduğu vurgulandı. Uzmanlar, deprem öncesinde yapılacak olan hazırlıkların, yaşam kurtarıcı olabileceğini belirtiyor.
Bölge sakinleri, yaşanan bu son depremin ardından daha dikkatli olmaya ve olası yeni sarsıntılara karşı hazırlıklı olmaya karar verdiler. Yerel yönetimlerin de bu konuda halkı bilgilendirmesi ve gerekli önlemleri alması bekleniyor. Böylelikle, zikredilen depremler karşısında halkın bilinçlenmesi ve güvenli alanların oluşturulması hedefleniyor.