Türkiye’nin sağlık sisteminde önemli bir dizi değişiklik yapılması planlanıyor. Bu bağlamda, Genel Sağlık Sigortası (GSS) borçlarının silineceği müjdesi verilmişken, aynı zamanda sağlık hizmetlerine erişim konusunda bazı kısıtlamaların getirileceği ifade edilmiştir. Hacamat gibi geleneksel tedavi yöntemlerinin sigorta kapsamına alınacağı belirtilirken, aile hekimine başvurmadan hastaneye gitmenin bazı ek masraflara neden olacağı ve hastalardan katkı payı alınacağı duyurulmuştur.
Bu düzenlemelerin ana amacının, hastanelerdeki hasta yoğunluğunu azaltmak ve sağlık hizmetlerine daha düzenli bir erişim sağlamak olduğu vesilesiyle gündeme gelmiştir.
Ancak, Aile Hekimleri Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi Dr. Ömer Ufkun Yıldırım, bu kararların sağlıkta şiddet riskini artırabileceği konusunda uyarıda bulundu. Yıldırım, “Eğer sağlıkta şiddeti çözmeden böyle bir uygulamaya girişirsek, bu durumun mutlaka şiddete dönüşmesi ihtimalini göz önünde bulundurmamız gerekiyor.” ifadelerini kullanmıştır. Hekim sayısının yetersizliğine dikkat çeken Yıldırım, özellikle yoğun başvuruların yaşanması durumunda mevcut yoğunluğun katlanarak artabileceğini, bu nedenle gerekli planlamanın yapılmasının şart olduğunu savunmuştur.
Düzenlemelere göre, sertifika sahibi aile hekimleri, mesai saatleri dışında ve belirli bir ücret karşılığında hacamat ve akupunktur gibi geleneksel ve tamamlayıcı sağlık hizmetlerini uygulama yetkisi kazanacaklardır. Ancak, aile hekimleri arasında sertifikalı uzman sayısının az olduğu belirtilmektedir.
Ayrıca, teklif yasalaşırsa, aile hekimlerinin verdiği bazı sağlık raporlarının da artık ücretli olacağına dikkat çekilmektedir. Dr. Yıldırım, bu konu ile ilgili açıklamasında, ilgili raporların bilirkişi hizmeti niteliğinde olduğunu ve dolayısıyla ücretli olmasının makul bir durum olabileceğini dile getirmiştir.