Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), sosyal medya üzerinde yayılan ve “SGK, erkeklerin de artık dul maaşı alabileceğini duyurdu” şeklindeki iddialara yanıt vererek önemli açıklamalarda bulundu. Bu açıklamalar, sosyal medyada yayılan asılsız bilgilerin toplumda yarattığı kafa karışıklığını önlemek amacı taşıyor.
Yapılan açıklamada, belirtilen iddianın manipülasyon içerdiği vurgulandı. DMM, özellikle 2008 yılı öncesi Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK), BAĞ-KUR ve Emekli Sandığı mevzuatlarının incelendiğinde, erkekler ve kadınlar arasında dul maaşı konusunda herhangi bir ayrım yapılmadığını açıkladı. Bu bağlamda, “dul eş için erkek-kadın ayrımı olmayıp bu hususta yeni bir düzenleme bulunmamaktadır” denildi. Bu ifade, kamuoyuna bilgi vermenin yanı sıra mevcut durumun net bir şekilde anlaşılmasına yardımcı olmayı amaçlamaktadır.
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun belirttiği koşulları sağlayan dul kadınlar ve erkekler, evlenmemek şartıyla, çalışsa veya emekli olsa bile dul maaşı alabilme hakkına sahiptir. Bu durum, hem erkeklerin hem de kadınların hakkını korumaya yönelik bir sistemin parçası olarak öne çıkmaktadır. DMM, bu konuda kamuoyunu bilgilendirirken, aynı zamanda yanıltıcı ve asılsız iddialara itibar edilmemesi gerektiğini de vurguladı.
Bu açıklama, sosyal medyada hızla yayılan yanlış bilgilere karşı önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir. DMM, genel olarak dezenformasyona maruz kalan bireylerin, doğru bilgilere ulaşmalarının önemini vurgularken; sosyal medya kullanıcılarının da daha dikkatli olmalarını ve doğruluğu sorgulamadan bilgi paylaşmamalarını önermektedir. Bu tür manipülatif içeriklere karşı tedbirli olunması gerektiği mesajı, günümüz bilgi çağında daha da önem kazanmıştır.
Sonuç olarak, DMM’nin bu açıklaması, erkeklerin dul maaşı almasının yanıltıcı bir şekilde aktarıldığına dair önemli bir uyarı niteliğindedir. Kamuoyunun doğru bilgilere ulaşması ve yanlış yönlendirmelere maruz kalmaması için resmi açıklamaların dikkate alınması gerekmektedir. Dezenformasyonla mücadelede kamu bilinci oluşturulması, sürdürülebilir bir bilgi akışının sağlanması açısından kritik bir unsur olarak ön plana çıkmaktadır.