“Artık yorulduk, göç etmekten, isimsizlikten, unutulmaktan.. Aç kalmaktan.. Yalnızlıktan.. Ölmekten.. Dönmek istiyorum demekten artık yorulduk..” Bu derin acıyı dile getiren sözler, Suriye’nin tanınmış yerel şairlerinden Übeyde Essüleyman’a aittir. Devrim gerçekleşti ama yüzlerdeki gülümsemenin ardında, bedeni yıpranmış ve yorgun ruhların izleri barındırıyor.
Bu yazıda, Kanal7 Ana Haber kameramanımız Resul Avcı, Ülke TV haber ekibimizden İbrahim Furkan Çelik ve Onur Hamzaoğlu ile birlikte Suriye’de geçirdiğimiz 4 günlük haber mesaimizde yaşadıklarımızı paylaşmak istiyorum.
İÇ SAVAŞIN TEK KELİMELİK TANIMI “YORGUNLUK”
Suriye’ye giriş yaptığımız Zeytin Dalı sınır kapısında ilk olarak karşılaştığımız manzara Afrin’in zeytin ağaçları oldu. Yağmurlu havanın yolları çamurla kapladığı bir ortamda Suriye Milli Ordusu askerleriyle karşılaşıyoruz. Askerlerden biri bizimle selamlaşıyor ve kısa bir sohbet gerçekleştirme imkanı buluyoruz.
Yolculuğumuza devam ettiğimizde Afrin sokaklarında, Zeytin Dalı Harekatı ile terörden arındırılan bir yerde hayatın olağan akışında devam ettiğini gözlemliyoruz. Türkçe konuşmalar duymak, sınırı hiç geçmemiş gibi hissettiriyor. Yarım saat sonra ise İdlib’in çevre köylerine giriş yapıyoruz. Yollar çukurlarla dolu ve Rus ile rejim saldırıları şehirde derin izler bırakmış.
REJİM VE RUS SALDIRILARI İDLİB’İ HAYALET KENTE DÖNÜŞTÜRDÜ
Sarmada, İdlib merkezi ve Maret el Numan’dan geçerken, güney ilerledikçe savaşın etkilerini daha belirgin görüyoruz. M5 otoyolu boyunca yerleşim yerleri ıssız, hayatsız ve neredeyse insansız durumda. Tam anlamıyla hayalet şehirler manzarası var. Bu görüntüler 2015 yılını hatırlatıyor. Rus saldırıları sırasında sivil savunma ekiplerinin hayat kurtarma çabalarını, yaralı çocukları kucaklayan gençleri gözlerimizin önüne getiriyor.
Ambulansların hastanelerle saldırı noktaları arasında mekik dokuduğu anlar aklımıza geliyor. “Nerede Dünya, Nerede insan hakları!” diye haykıran İdliblilerin sesleri kulaklarımızda çınlıyor. Devrimi göremeden yaşamını yitiren binlerce Suriyeli için içimiz burkuluyor.
GERİ DÖNÜŞLER BAŞLASA DA SÜREÇ KOLAY OLMAYACAK
İstikametimiz Şam. Hama ve Humus’u geçerken Suriyelilerin eşya yüklü araçlarla yolda olduğunu görüyoruz. Suriye, enerji kaynaklarıyla bile yakıt sıkıntısı çeken bir ülke haline gelmiş. Hama’ya doğru yola devam ederken gözümüze takılan başka bir detay ise, mazot tüccarlarının bidonlarla iş yaptığıdır.