Son günlerde, teğmenlerin kamuoyunda duyurdukları bir slogan nedeniyle Yüksek Disiplin Kurulu’na (YDK) sevk edildiklerine dair bir algı oluşturulduğu gözlemlenmiştir. Ancak, bu durumun temelinde, asıl problemi teşkil eden kılıç çatma veya yemin metninin içeriği gibi konuların olmadığını belirten resmi kaynaklar, bu durumun daha derin bir disiplinsizlik sorununun yansıması olduğuna dikkat çekmektedir. İlgili kaynaklar, bazı öğrencilerin tören öncesi, yönergede yapılan değişiklikle kaldırılan metni okumak istediklerini yetkililere yedi kez ilettiğini ama bunun amirler tarafından mümkün olmadığının kendilerine sık sık belirtildiğini ifade etmiştir.
Kılıç çatma eyleminin düzenlenmesi esnasında, kaldırılan metnin okunacağına yalnızca eylemi organize eden teğmenlerin hâkim olduğunu belirten Milli Savunma Bakanlığı (MSB) kaynakları, eylemin amirlerin izni olmaksızın ve grup hâlinde gerçekleştirildiğini vurgulamaktadır. Basının davet edilmesi ve eylemin bilinmesini istemek gibi eylemler, emir-komuta zincirinin hiçe sayıldığı bir durumu ortaya çıkarmaktadır. Bu durumun askeri hiyerarşi açısından kabul edilemeyeceğine genel bir görüş birliği bulunmaktadır. Disiplinsizlik durumunun, ‘ama’sı, ‘lakin’i ya da ‘fakat’ı olmadığını ifade eden MSB kaynakları, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) milli değerlerinin bir bütün olarak algılanması gerektiğini vurgulamaktadır. Yargılamalarına göre, genç olmaları, daha önce disiplin cezası almamış olmaları veya başarı göstermiş olmaları gibi gerekçeler, bu tür bir disiplinsizliği ortadan kaldırmaz. Aksine, bu tür davranışlar geçmişteki olaylara emsal teşkil edebilir ve TSK’nın birlik ve beraberliğine tehdit oluşturabilir, ayrıca grup hâlinde harekete geçme potansiyelini artırabilir.
Ayrıca, sıralı amirlerin emirlerine karşı bu tür organizasyonların yapılması, hiyerarşiye saygısızlığın geniş bir şekilde yayılmasına ve astların üstlerine karşı duydukları saygı ile güvenin azalmasına zemin hazırlamakta ve itaatsizliğin normalleşmesine yol açmaktadır. Bakanlık kaynakları, bu tür disiplinsizlik olaylarının, mesnetsiz koşulların arkasına sığınarak meydana gelen iftiralarla birleştiğinde, kamuoyunda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tartışmaya açılmasına ve itibarının yıpratılmasına zemin hazırladığını belirtmektedir.
YEŞİM ERASLAN