Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2024 yılı itibarıyla Ankara’da Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile önemli bir görüşme gerçekleştirdi. Bu görüşme, Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki ilişkilerin yeniden ele alındığı kritik bir buluşma olarak öne çıkıyor.
SURİYELİ SIĞINMACILAR İÇİN İLAVE 1 MİLYAR EURO
Görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki ilişkilerin her zamankinden daha güçlü bir temele ihtiyaç duyduğunu belirtti. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ise Türkiye’nin göç konusunda kritik bir rol oynadığını vurguladı. Von der Leyen, Türkiye’deki Suriyeli sığınmacılar için 1 milyar Euro ek bir bütçe tahsis edildiğini açıkladı ve bu durumun Avrupa’nın göç yönetiminde Türkiye ile iş birliğini güçlendireceğini ifade etti.
ÖZEL, LEYEN-ERDOĞAN GÖRÜŞMESİNE İÇERLENDİ
Bu kritik görüşmeye yönelik tepkiler de gündeme geldi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesini eleştirdi. Özel, AB’ye hitaben, Türkiye’de son yerel seçimlerde birinci olan bir ana muhalefet partisi bulunduğunu hatırlatarak, bu durumu görmezden gelmelerini eleştirdi.
Özgür Özel, von der Leyen’in ziyareti sırasında kendilerine uğramaması konusunu da vurgulayarak, bu davranışı hazmedemediklerini ve Türkiye’deki demokratik süreçlerin görmezden gelinmemesi gerektiğini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ursula von der Leyen’i kabul etti
“AVRUPA BİRLİĞİ’Nİ BURADAN BİR KEZ DAHA UYARIYORUZ”
Özel, yaptığı açıklamada, Avrupa Birliği’nin Türkiye’deki demokratik yapıların göz ardı edilmesi anlamına gelen bu yeni pratiğini kabul etmediğini ifade etti. Normal zamanlarda tüm büyükelçilerin Türkiye’ye gelerek çeşitli temasta bulunduklarını belirten Özel, “Kriz zamanlarında AB’nin geliştirdiği bu yeni pratik, Merkel’den Patentli” dedi. Özel, bu durumun Türkiye’yi Orta Doğu coğrafyasındaki bir “tek adam rejimi” gibi gördüğünü, bu yaklaşımın kesinlikle kabul edilemeyeceğini belirtti. Ayrıca, Avrupa Birliği’ni uyararak, bu tür anlaşmaların gizli kalması ve sonuçlarının yalnızca belli bir kesime yarar sağlanacak şekilde yapılmasına karşı çıkıldığını ifade etti.
Sonuç olarak, bu görüşme ve ardından gelen tartışmalar, Türkiye ve Avrupa Birliği ilişkilerinin geleceği üzerinde yeni tartışmalara yol açacak gibi görünüyor. Her iki tarafın da yaşanan gelişmelere yönelik tutumları, iki bölge arasındaki