Uyuşturucu madde kullanımı, her geçen gün artış göstermekte. Türkiye’de yaklaşık 10 milyon madde bağımlısının bulunduğu tahmin ediliyor. Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi’nin 2024 yılı raporuna göre, ülkemizde madde kaynaklı ölüm oranları genç yaş grubunda oldukça yüksek seviyelerde seyrediyor.
Aileler, tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinin yetersizliğine dikkat çekerek, “Bağımlılıkla mücadele ülkemizde maalesef yok. Bu yolda tek başınayız. Çocuklarımız ellerimizden kayıp gidiyor,” ifadelerinde bulundu. Uzmanlar ise büyüyen tehlikeye dikkat çekerek, “Uyuşturucu kullanımına bağlı 25 yaş altı ölümlerde dünyanın en yüksek beş ülkesi arasında yer alıyoruz. Bağımlılık alanındaki araştırmaların önündeki engeller kaldırılmalı ve bu alanda daha fazla yatırım yapılmalıdır,” şeklinde uyarılarda bulundu.
ATIKTAKİ TEHLİKE
Türkiye, uyuşturucu kaçakçılığında halen önemli rotalar üzerinde yer almakta. Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, uyuşturucu sorunları yaşayan ve tedavi bekleyen bireylerin sayısında ciddi bir artış olduğu görülüyor. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 2024 yılına ait uyuşturucu raporuna göre, ülkede metamfetamin yakalamalarındaki artış eğilimi devam etmekte. Bağımlılıkla mücadelede erken başvuru, erişilebilirlik ve bilimsel temelli sürdürülebilir destek tedavinin en önemli ihtiyaçları arasında yer alıyor. 26 Haziran Dünya Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü nedeniyle bir açıklama yapan Psikiyatrist Prof. Dr. Kültegin Ögel, 25 yaş altı bireylerde uyuşturucuya bağlı ölümlerde dünyada en yüksek beş ülke arasında olduğumuzu vurgulayarak, “Bu tablo, bağımlılıkla mücadelede daha etkili ve kapsayıcı bir yaklaşım geliştirmemiz gerektiğini göstermektedir,” dedi.
Uyuşturucu kullanımının yaygınlılığına dair Türkiye’de yeterli saha araştırmasının bulunmadığına dikkat çeken Ögel, farklı yöntemlerle elde edilen verilerin uyuşturucu kullanımındaki artışı göstermekte olduğunu belirtti.
Ögel, “Atık su analizleri, Avrupa şehirleri ile karşılaştırıldığında ülkemizde ciddi düzeyde uyuşturucu kullanımını ortaya koyuyor,” ifadelerini kullandı.
Bağımlı bireylerin tedaviye başvurmaktan çekinmelerinin altında sosyal ve hukuki kaygıların yattığını kaydeden Ögel, uyuşturucu kullanım trendlerinin hızla değiştiğine de vurgu yaptı. “Bir dönem geri planda kalan maddelerin kullanımı yeniden artış göstermekte. Tüm kurumların bu değişikliklere hazırlıklı olması gerekiyor. Bağımlılık alanındaki araştırmaların önündeki engellerin kaldırılması ve bu alana daha fazla yatırım yapılması şart. Sağlıklı politikaların geliştirilmesi ve kullanım trendlerinin izlenebilmesi için veri üretimi önem taşımaktadır,” dedi.
Psikolog Mert Kaya, madde bağımlılığını bir “beyin hastalığı” olarak değerlendirmenin önemine dikkat çekti ve bağımlılık sürecinin yalnızca fiziksel değil aynı zamanda psikolojik kökenleri olduğunu vurguladı.
296 MİLYON BAĞIMLI VAR
BM Uyuşturucu ve Suç Ofisi’nin 2023 raporuna göre, dünyada yaklaşık 296 milyon kişi madde bağımlısı olarak kaydedilmekte. Kumar, teknoloji ve alkol bağımlılığı da hızla artış göstermekte. “Madde Kullanıcıları Profil Analizi Narkolog Raporu”na göre bağımlı bireylerin yüzde 32,7’sinin maddeye meraktan başladığı belirtiliyor. AMATEM ve ÇEMATEM merkezlerinin sayısı yetersiz kaldı. 2021 yılında 137 olan merkez sayısı, 2023’ün sonunda yalnızca 138’e çıkmıştır.
BU SAVAŞTA YALNIZ BIRAKILDIK
16 yıl boyunca uyuşturucu bağımlısı oğlu için mücadele veren ve Madde Bağımlılığı Anneler Platformu’nun başkanlığını yürüten Hülya Çelik, uyuşturucu ile mücadelenin bir günle sınırlandırılmaması gerektiğini vurguladı.
Anne Çelik, “Oğlum 11 yaşında madde ile tanıştı. Şu an 29 yaşında ve 4,5 yıldır cezaevinde. 16 yıllık bir mücadele veriyorum. Tedavilere erişim yetersiz; ülkemizde uyuşturucuyla mücadele bulunmakta, operasyonlar yapılıyor, ancak bağımlılıkla mücadele eden bir sistem yok. Bu savaşta aileler tek başına kalıyor,” açıklamasında bulundu. Bağımlılık merkezlerinin sayısının artırılması gerektiğini ifade eden Çelik, “Bağımlılık Bakanlığı kurulması zorunludur. Aileler olarak biz ciddi bir durum içerisindeyiz. Çocuklarımıza sahip çıkmamakla suçlanıyoruz. Bu savaşta yalnız kaldık. Madde bağımlılığı tedavisinde bunu uzman kişiler yönetmeli; şu anda bu çukura düşmüş olan çocuklar için AMATEM merkezleri yeterli değil,” ifadelerini kullandı.
Sibel Bahçetepe / BİRGÜN