Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki 5. duruşmaya tutuksuz sanık olan Abdullah Zeydan, Van Büyükşehir Belediye Başkanı olarak katılmadı. Ancak Zeydan’ın avukatı duruşma salonunda hazır bulundu ve müvekkilinin savunmasını yapabilmesi için süre ve reddi hakim talebinde bulunarak mahkemedeki sürecin ilerlemesini istedi. Zeydan’ın avukatı, müvekkilinin suçlamalara yanıt verebilmesi için daha fazla zaman talep etti.
Cumhuriyet savcısı, Zeydan hakkında esasla ilgili hazırladığı mütalaasında, sanığın cezalandırılması yönünde görüş bildirdi. Zeydan’ın üzerindeki suçlamalar ise “silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmeye teşebbüs” suçunu kapsamaktadır. Mahkeme duruşmasında, konsolide edilen belgeler ve ifadeler dikkate alınarak Zeydan’ın avukatının talep ettiği süreler reddedildi. Nihayetinde, Zeydan, “silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmeye teşebbüs” suçundan 3 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Daha önce, Abdullah Zeydan, 11 Ocak 2018’de yapılan bir duruşmada, “silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etmek” suçundan 5 yıl hapis cezasına çarptırılmış ve ayrıca “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan da 3 yıl 1 ay 15 gün hapse mahkum edilmişti. Bu duruşmanın ardından Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin vermiş olduğu kararı hukuka uygun bulmuştu. Ancak bu durum, Yargıtay 16. Ceza Daireleri tarafından bozulmuştu.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin bozma ilamı sonrasında, dava 6 Ocak 2022 tarihinde tekrar görülmüştü. Bu duruşmada, Abdullah Zeydan’a 8 yıl 1 ay 15 gün değerinde bir hapis cezası verilmişti. Mahkeme, Zeydan’ın tutuklu kaldığı süreyi göz önünde bulundurarak sanığın tahliyesine hükmetti. Ancak, Zeydan’ın serbest bırakılması kararı da Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından daha sonra bozulmuştu.
Bu süreç, Abdullah Zeydan’ın siyasi yaşamında önemli bir dönüm noktası olmuş, Van Büyükşehir Belediye Başkanı olarak görevde bulunduğu süre içinde karşılaştığı hukuki sorunlar ve suçlamaları, kamuoyunda tartışmalara yol açmıştır. Suçlamalar ve verilen cezalar, Türkiye’nin güncel siyasi atmosferindeki tartışmalarla da ilişkili olarak değerlendirilmektedir. Zeydan’ın durumu, yerel ve ulusal siyaset içerisinde önemli bir konu olmaya devam etmekte, bu süreçte hukukun işleyişi ve siyaset ile yargı arasındaki dengeler hakkında geniş bir toplumsal tartışma ortamı yaratmıştır.
