Yargı teşkilatı mensuplarının korumalarının kaldırılması ile ilgili tartışmalar, son günlerde önemli bir gündem maddesi haline geldi. Bu tartışmaların en dikkat çekici örneklerinden biri de, İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ali İhsan Horasan’ın koruma kararının iptal edilmesi üzerine yaşanıyor. Ali İhsan Horasan, Selam kumpası, DHKP-C avukat yapılanması ve MİT kumpası gibi kritik davalara bakmasıyla tanınan bir isimdir. Birçok sensasyonel davanın hakimliğini yapması nedeniyle, kendisi için alınan koruma kararlarının ne derece önemli olduğu tartışmasızdır.
Başkan Ali İhsan Horasan’ın koruma durumu, önceden özel koruma kararının bulunduğu bilgisiyle gündeme geldi. Önceki koruma uygulamasında, koruma sayısının ilkin teke düştüğü ve itiraz süreci sonucunda 1 personel ile dayanıldığı öğrenildi. Ancak bu sonrasında yapılan değerlendirmeye göre, koruma kararı tamamen kaldırılarak çağrıya dönüştürüldü. Bu kararın İçişleri Bakanlığı altında çalışan Merkez Koruma Komisyonu tarafından alındığı ifade edildi. Koruma durumunun değişimi, kamuoyunda oldukça fazla tartışma yaratırken, güvenlik endişelerini de beraberinde getiriyor.
Ali İhsan Horasan, kendisine tebliğ edilen koruma kararına itiraz ettiğini belirtirken, başvurusunda halen mahkemede devam eden Çağdaş Hukukçular Derneği davasının bulunduğunu ve gerek DHKP-C gerekse de FETÖ örgütlerinin hedefinde olduğunu vurguladı. Horasan, böyle bir koruma düzeneğinin kendisi için ne denli önemli olduğunun farkında olarak itirazlarını sürdürdüğü anlaşılıyor. Bu durum, yalnızca Horasan’ın değil, genel olarak yargı mensuplarının güvenliği konusunda da ciddi bir sorgulamayı gündeme getirmiştir.
2022 yılı Eylül ayında İstanbul Başakşehir’de geçirdiği şüpheli kaza sonucunda ağır yaralanan Ali İhsan Horasan, 6 ay süren tedavi sürecinin ardından işine geri dönmüştü. Bu vaka, onun hayati risk taşıyan durumlarla yüzleşme konusundaki deneyimini artırmış, dolayısıyla yargı mensuplarının karşılaştıkları riskleri daha belirgin hale getirmiştir. Horasan’ın yaşadığı bu talihsiz olay, yargı mensuplarının güvenliğine dair endişelerin artmasına neden oldu ve alınması gereken önlemleri bir kez daha gözler önüne serdi. Böylece, kişisel güvenlik meselesinin hukuk alanındaki çalışanlar için ne denli hayati olduğu açıkça ortaya çıkmıştır.
SONTV