Uçum, sosyal medya platformunda yaptığı bir duyuruda yeni anayasa tartışmalarına dair düşüncelerini dile getirdi. “Yeni anayasa, ülkemizin önemli gündem maddelerinden biridir. Bu tartışma, yeni anayasa kabul edilene dek sona ermeyecek. Artık herkesin bu gerçeği benimsemesi gerekir” ifadelerini kullanan Uçum, “Türkiye için yeni bir anayasa, kaçınılmaz bir ihtiyaç haline gelmiştir. Hiçbir manipülasyon ya da olumsuz propagandalar bu nesnel gereksinimi gizleyemez veya önemini azaltamaz.” dedi.
Mehmet Uçum, paylaşımının devamında şu noktaları vurguladı:
“YENİ ANAYASA GÜNDEMİNİ ÇARPITMA GAYRETLERİ (1)
Yeni bir anayasa, ülkemizin sürekli gündem maddesidir. Yeni anayasa kabul edilmeden tartışmalar sona ermeyecek. Bu gerçeği her bireyin kabul etmesi gerekiyor. Türkiye için yeni bir anayasa, gerçek bir ihtiyaç haline dönüştü. Hiçbir çarpıtmaya veya olumsuz propagandaya bu nesnel gereksinimi yok saydırmak mümkün değildir.
Yeni anayasanın neden gerekli olduğu daha önce kapsamlı bir şekilde ifade edilmiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuya bir kez daha şu şekilde açıklık getirdi:
“Yeni anayasa talebi, milletimizin siyaset kurumuna duyduğu güvene dayanmaktadır. Siyasetçiler olarak topluma her çıktığımızda yeni anayasa yapmayı taahhüt ettik. Bu sadece bizim vaadimiz değil, diğer partilerin de verdiği bir sözdür. Biz diyoruz ki; artık bu millet, darbe anayasasından tamamen kurtulmalıdır. Sivil toplum, sivil siyaseti ve demokrasiyi güçlendiren bir anayasa yapılmalıdır. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak yeni, sivil ve özgürlükçü bir anayasayı savunuyoruz. Anayasa, milletin ortak çatısıdır ve o çatıyı birlikte inşa etmeye hazırız.”
Bu açıklama, yeni anayasa hedefinin gündelik siyasetten öte, sadece Türkiye’nin yararına odaklanan bir mesele olduğunu göstermektedir.
Yeni anayasa ihtiyacının birçok yönü bulunmakla birlikte, özelikle günümüzün gereksinimlerini karşılayacak ve geleceği anayasal bir perspektiften güvence altına alacak hususlar belirleyicidir.
Günümüz insanının vatandaş, birey ve aile üyesi olarak talepleri, global güç savaşlarının içerisinde ülkesel ihtiyaçlar ile milli devletin gereksinimleri, halkın ve toplumun güncel durumlara özgü beklentileri bu alanların başında gelmektedir. Ayrıca, sürekli olarak üzerinde durulması gereken sistem geliştirme gereksinimlerinin de yeni anayasa düzeyinde ele alınması gereken boyutları mevcuttur. Hiç kimse, 1982 darbe anayasasıyla bu ihtiyaçların tam anlamıyla karşılanabileceğini iddia edemez.
Yeni anayasaya duyulan ihtiyaç açık bir gereklilik iken, bu hedefi yıpratma çabaları Türkiye’nin yararına değil, aksine dar bir çıkarı gözeten ve hatta bazen provokatif bir yaklaşım olarak değerlendirilmektedir.
Yeni anayasa konusundaki bazı çarpıtmaları ilerleyen yazılarımızda ele alacağız.
Örneğin, “yeni anayasa ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’a önümüzdeki genel seçimlerde adaylık yolu açılmak isteniyor” iddiasına burada değinmek önemlidir. Bu iddia tamamen asılsızdır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir kez daha aday olabilmesi için yeni bir anayasaya veya anayasa değişikliğine gereksinim bulunmamaktadır. Mevcut anayasada bu konuda zaten olanaklar mevcuttur. “İstisnai adaylık” olarak bilinen bu durum, TBMM’nin 7 Mayıs 2028’de yapılması lüzumuna bulunan genel seçimlerden önce belirli bir süre içinde alabileceği seçimlerin yenilenmesi ile devreye girecektir.
Örneğin, 2027 yılının son çeyreğinde TBMM, en az 360 milletvekilinin onayıyla seçimlerin yenilenmesine yönelik karar alırsa ve Cumhurbaşkanı Erdoğan da buna onay verirse, son kez aday olabilir.
Cumhurbaşkanımız, “Aday olma gibi bir amacım yok” dese de, daha önce defalarca belirttiğimiz üzere, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın derin birikimi ve güçlü liderliği, iç ve dış süreçlerde ülkemize bir dönem daha hizmet etmesini gerekli kılmaktadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden aday olması, yüzyılı aşkın bir süre devam eden Cumhuriyetimizin kuruluşunu tamamlama bağlamında Türkiye’ye büyük katkılar sağlayacaktır.
Sonuç olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanı olmaya ihtiyacı yoktur ancak Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir kez daha ihtiyaç duyduğu açıktır. Bunu yeni anayasa ya da anayasa değişikliği ile ilişkilendirmek ise gereksizdir; mevcut anayasada zaten istisnai adaylık hükmü bulunmaktadır.
İlerleyen yazılarda,
TBMM’nin yeni anayasayı yapamayacağına dair son derece sorunlu ve demokratik meşruiyet karşıtı görüşler,
Terörsüz Türkiye hedefi doğrultusunda ortaya atılan asılsız iddialar,
1982 Anayasası’na ilişkin değişikliklerin sayısal verileri ve içeriği üzerine çarpıtmalar,
Halkın yeni anayasa gündeminin bulunmadığı yönündeki gerçeğe aykırı ve bilgisizce ileri sürülen görüşler gibi konuları ele alarak tartışmamıza devam edeceğiz.
