Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’a “Kendilerini daha kararlı bir şekilde silkelemende fayda var” talimatı üzerine, Cumhuriyet Halk Partili (CHP) belediyelerine yönelik haciz işlemleri başlamış durumda. Bu durum, özellikle 2024 Yerel Seçimleri’nde CHP yönetimine geçen Beyoğlu Belediyesi için gündeme gelmiş olup, bu belediyenin, geçmişte Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) yönetiminden devraldığı borçlar nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından icralık duruma düştüğü haberleri gündemi meşgul ediyor.
Sözcü gazetesi muhabiri Altan Sancar’ın aktardığına göre, Beyoğlu Belediyesi’nin icralık durumu, AK Parti’den devraldığı borçlar sebebiyle SGK’nın (Sosyal Güvenlik Kurumu) haciz işlemleri başlattığı yasa dışı bir durumu ortaya koyuyor. Alacaklı olan SGK, belediye mülkiyetinde bulunan okul, park, tarihi çeşme, yol ve binalar gibi kamusal alanlara haciz koyma kararı almış durumda. Bu durum, sadece borçların ödenmesiyle ilgili bir hukuki durum değil, aynı zamanda yerel yönetimlerin kamusal kaynaklarının tiltine dair bir savın da başlangıcını temsil ediyor.
Kamusal alanlara yönelik haciz uygulamaları, özellikle plansız yapılaşma ve imar sorunları sebebiyle kamusal kullanımda kalabilen alanları da kapsıyor. Örneğin, 2024 yılı için rayiç değeri 148 milyon lira olarak hesaplanan Kılıçali Paşa Mahallesi’ndeki Cihangir Münir Özkul Ortaokulu ve bu okula ait arsa, haciz sürecine dahil olan yerlerden biri.
Haciz işlemleriyle ilgili dikkat çeken bir diğer nokta ise, Beyoğlu Belediyesi’nin 3 Ağustos 2023 tarihinde vergi borçlarının ödenmesine karşılık olarak arazinin devrini talep ettiği, fakat bu talebe bakanlık tarafından şu ana kadar bir yanıt verilmediği bilgisi. Bu durum, yerel yönetimlerin devlet ile olan ilişkisini ve bu ilişkide yaşanan belirsizlikleri de gün yüzüne çıkarıyor.
Bunun yanı sıra, Beyoğlu Belediyesi’nin haczedilen yerleri arasında sosyal yardımların dağıtıldığı ve 6100 ihtiyaç sahibi için hizmet veren Sosyal Market de bulunmakta. Bu tür sosyal hizmetlerin de hacizlenmesi, toplumda büyük bir tartışmayı beraberinde getiriyor. Dolapdere’deki Semt Konağı, İstiklal Caddesi üzerindeki Sanat Galerisi ve buna benzer diğer vatandaş hizmet birimleri de haciz süreciyle karşı karşıya kalmış durumda.
Tarihi ve kültürel varlıkların durumu da oldukça kritik. Birinci derece koruma altında bulunan kültür varlığı tescilli Laleli Çeşme, haciz gelen taşınmazlar arasında yer almakta. Bununla birlikte, Laleli Çeşme hariç üç ayrı tarihi çeşme daha haciz uygulamasına tabi tutulmuş durumda. Aynı zamanda, Kadiriler Tekke Cami’nin bahçesi ve Yenişehir Cami önündeki park alanı da SGK hacziyle yüzleşen alanlar arasında. Bu durum, tarihi ve kültürel varlıkların korunması anlamında ciddi endişeleri doğurmakta.
Toparlayacak olursak, CHP’li Belediye’lerin haciz uygulamaları, yerel yönetimlerin mali durumları, geçmişten gelen borçları ve bunu gölgelemesi muhtemel siyasi tartışmaların yanı sıra, toplumun sosyal yapısına yönelik olumsuz etkileri de beraberinde getiriyor. Bütün bu gelişmeler ışığında, yerel yönetimlerin karşılaştığı zorluklar ve SGK gibi devlet kurumlarıyla olan ilişkileri ilerleyen dönemler için kritik bir öneme sahip olacaktır.
