Antalya ilinin merkezine bağlı Döşemealtı ilçesindeki kapalı cezaevinde, “Yenidoğan çetesi” davasının sanıklarından biri olan İlker Gönen, sabah saatlerinde intihar notu bırakarak yaşamına son verdi. Bu olay, cezaevindeki koşullar ve sanığın ruh hali açısından dikkat çekici bir durumu ortaya koydu. Olayın hemen ardından Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı, suikastle ilgili kapsamlı bir soruşturma başlattı, bu durum faillerin psikolojik durumlarının incelenmesi gerektiğini gösteriyor.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 1399 sayfalık ayrıntılı iddianame, sanık doktor Fırat Sarı’nın liderliğindeki suç örgütünün işleyişine dair önemli bilgiler sunmaktadır. İddianamede, İlker Gönen’in bu suç örgütünün yönetiminde yer aldığı ve A sınıfı suçların işlenmesinde etkin bir rol üstlendiği ifade edilmektedir. Suçlamalar arasında 10 bebek ölümünden dolayı “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “nitelikli dolandırıcılık” ve “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak” gibi ciddi suçlamalar bulunmaktadır. Fırat Sarı ve İlker Gönen için toplamda 10 kez bu suçlardan ceza talep edilirken, ayrıca “resmi belgede sahtecilik” suçundan da 11 kez hapis cezası istemi yer almaktadır. Nihai olarak, toplamda 177 yıl 6’şar aydan 582 yıl 9’ar aya kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalmaları bekleniyordu.
Operasyon Süreci
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma, bebek acil hastalarını belirli özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk eden bir organize suç örgütünün varlığını ortaya çıkardı. Bu süreçte, bu hastaların ölümlerine neden olarak kendi lehlerine haksız kazanç sağladıkları öne sürülen Fırat Sarı’nın liderliğindeki suç örgütü hakkında deliller toplandı. Düzenli olarak hastaların yönlendirilmesi ve ölüm süreçlerinin manipülasyonu gibi ağır suçlamalar gündeme getirildi.
İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü, 4 Aralık 2022 tarihinde bu çetenin faaliyetlerine son vermek amacıyla kapsamlı bir operasyon gerçekleştirdi. Operasyonda, aralarında İlker Gönen’in de bulunduğu 5 doktor, 3 hemşire, 5 sağlık çalışanı ve 1 sivil toplamda 14 şüpheli gözaltına alındı. Bu, sağlık sektöründe gerçekleşen bir çetenin işleyişine dair önemli bir gelişme olarak kayıtlara geçti ve Türkiye genelinde sağlık sistemine olan güveni sorgulatacak boyutta ciddi bir haber oldu.
İlker Gönen’in intihar etmesi, daha önceki dönemde yaşanan benzer vakaların tekrar gündeme gelmesini sağladı. Psikolojik destek eksiklikleri ve cezaevlerinde yaşanan ruhsal çalkantılar üzerine ayrıca tartışmalar başlatırken, bu durumun sadece bu vakaya özel olmadığı, genel bir sağlık sorunu olduğu gerçeği gözler önüne serildi. Özgürlüklerinin kısıtlandığı ve suça karışmış olmanın getirdiği yükü taşıyan mahkumlar üzerindeki ruhsal baskılar daha dikkat çekici hale gelmektedir.