Kamuoyunda “ceza infaz paketi” olarak bilinen 10’uncu Yargı Paketi’nin detayları netleşmeye başladı. Bu düzenlemeyle, cezası 2 yıldan az olan ancak genel toplum vicdanını zedeleyen birçok suçun ceza alt limiti 2 yıldan aşağı olmayacak şekilde yeniden düzenlenecek. Türkiye’nin bağlı olduğu uluslararası hukuka göre, 2 yıl ve altındaki cezalarda hükmün geri bırakılması ya da denetimli serbestlik uygulaması otomatik olarak devreye giriyor. Böylece, suçlu olan bireylerin ceza süreleri konusunda belirli bir esneklik sağlanmış oluyordu.
YENİDEN DÜZENLENECEK SUÇLAR
Yeni düzenleme ile birlikte, taksirle ölüme sebebiyet verme, trafikte yol kesme, gasp, uyuşturucu satıcılığı gibi ağır suçların ceza alt sınırları, mahkemelerin kısa süreli tahliye kararları vermemesi amacıyla yeniden gözden geçirilecek. Özellikle, kadın ve çocuk cinayetleri açısından, ceza sisteminin daha katı hale getirilmesi düşünülüyor. Ölümlü trafik kazasına neden olanların durumu da değişiklikten etkilenecek; 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezasının alt sınırı 4 yıl, üst sınırı ise 12 yıl olarak belirlenirken, birden fazla kişinin ölümü halinde bu sınır 2 yıldan 4 yıla ve üst sınır 15 yıldan 24 yıla çıkarılması düşünülüyor.
CEZA ALT SINIRLARI DEĞİŞECEK
Cebir veya tehdit kullanarak bir aracın hareketini engellemek, durdurmak ya da onu başka bir yere götürmek gibi davranışlar için öngörülen ceza da değişecek. Şu anda bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabilen bu eylemlerin alt sınırı, yeni düzenlemeye göre üç yıl olacak. Gasp gibi ciddi suçlar için ise, failler genellikle 6 yıl ile 10 yıl arasında hapis cezası almaktadır; fakat bu suçları işleyenler iyi hal indiriminden yararlanamayacak.
İYİ HAL İNDİRİMİNE SON
Yeni düzenlemeyle birlikte infaz sisteminde köklü değişiklikler geleceğe yönelik bir yol alıyor. Basit suçlardan sabıka kaydı olan ancak herhangi bir cezai işlem almadan serbest kalan faillerin bu durumları değişecek. Mahkemeye çıkarılmadan serbest bırakılma uygulaması sona erecek; bu da toplumda daha adil bir düzen sağlamak amacı taşıyor. Ayrıca, kadına ve çocuğa yönelik şiddet suçlarından yargılanan kişilerin ilk duruşmada şartlı tahliye edilmeleri mümkün olmayacak. Taksirle ölüme neden olanların, denetimli serbestlik gibi kolaylıklara ulaşmaları da zorlaşacak. Özellikle, toplumsal vicdanı yaralamayacak kararların çıkması hedefleniyor.