Daha önce Diyarbakır 16. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Bilal Çokay’ın makam aracıyla insan kaçakçılığı olayının gündeme gelmesi, Türkiye’nin çeşitli güvenlik zaafiyetlerini gözler önüne sermiştir. Bu kez başka bir skandal, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’na (AFAD) ait bir araç ile gerçekleşti. Cilvegözü Sınır Kapısı’nda gerçekleştirilen bu olayda, aracın içinde kaçak altın ve cep telefonları bulundu.
Olay, 21 Kasım 2023 tarihinde yaşandı. Hatay AFAD’ında enformasyon görevlisi olan A.K., AFAD’a ait resmi bir minibüsle Suriye’nin İdlib şehrine hareket etti. Bu aracın Cilvegözü Sınır Kapısı’na ulaşmasının ardından, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi (KOM) ekipleri, A.K.’nın şüpheli davranışlarını izlemeye başladı. Araç daha sonra arama için steril alana çekildi.
Yapılan detaylı inceleme sonucunda, minibüsün ön kısmına ustaca gizlenmiş 12 kilogram altın ve 188 adet kaçak cep telefonu tespit edildi. Bu bulgular, olayın ciddiyetini artırdı ve yetkilileri harekete geçirdi.
A.K.’nin cep telefonunda yapılan incelemeler, kaçakçılık faaliyetlerinin detaylarını ortaya koydu. Mesajlaşmalarında, A.K.’nin İdlib’den getirdiği altın ve telefonları Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde bir Suriyeli kişiye teslim etmeyi planladığı belirlendi. Bu bulgular, onu ve suç ortaklarını gözaltına almak için yeterli delil sağladı.
Reyhanlı Sulh Ceza Hakimliği, A.K. ve Suriyeli suç ortağını tutuklayarak Kilis L Tipi Cezaevi’ne göndermeye karar verdi. Bu gelişme, kaçakçılık faaliyetlerinin ne denli yaygın olduğunun ve kamu görevlilerinin bu tür eylemlere nasıl dâhil olabileceğinin bir göstergesi olarak algılandı.
Olayın ortaya çıkmasının hemen ardından, Hatay Valisi Mustafa Masatlı, AFAD görevlisi A.K.’yi açığa alarak idari bir soruşturma başlattı. Valilikten elde edilen bilgiye göre, bu olayda başka bir kamu görevlisinin suça karışmadığı belirtildi ve soruşturmanın kapsamının kapsamlı bir şekilde yürütüleceği ifade edildi.
Bu tür vakalar, toplumda güven kaybına yol açmakta ve devlet kurumlarına olan güvenin sarsılmasına neden olmaktadır. Kamu hizmeti veren kişilerin, bu tür etik dışı davranışlarda bulunması, sadece bireysel olarak değil, aynı zamanda kurumun itibarı açısından da olumsuz etkilere yol açmaktadır. Dolayısıyla, bu olayın ardından benzer durumların önlenmesi ve gerekli tedbirlerin alınması büyük önem taşımaktadır.