Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti), ilçe kongrelerinin yüzde 98’ini ve il kongrelerinin ise yüzde 80’ini tamamlayarak önemli bir başarı elde etmiştir. Bu süreçte, partinin üye sayısı 11 milyon 300 bine ulaşmıştır. Ayrıca, önümüzdeki günlerde en az dört milletvekili ve 20 belde/ilçe belediye başkanının AK Parti’ye katılacağı belirtilmektedir. Bu katılımların, AK Parti içinde gerçekleştirilecek grup toplantılarında veya 23 Şubat’ta yapılacak büyük kongrede toplu bir şekilde gerçekleşebileceği ifade edilmektedir. Kulislerde, gelecek milletvekillerinin Gelecek Partisi, Demokrasi ve Forward Party (DEVA) ve İyi Parti’den olacağı sıkça dile getirilmektedir.
Gelişmeleri takip eden AK Parti kaynakları, katılımların her geçen gün arttığını belirterek, partilerine geleceğe dair söz söylemek isteyen tüm bireylere kapılarının açık olduğunu vurgulamaktadırlar. AK Parti’den yapılan açıklamada, “Partimize yoğun bir teveccüh var. Türkiye’de temsiliyeti en geniş siyasi partiyiz. Her farklı görüş ve inanıştan üyemiz var. Türkiye’nin temel değerlerine karşı bir duruşu olmayan herkese kapımız açık. Türkiye Yüzyılı’nda söz sahibi olmak isteyen herkesi bekliyoruz. Önümüzdeki günlerde de katılımlar sürecek ve partimiz büyümeye devam edecek,” şeklinde açıklama yapılmıştır.
Geçmişte, farklı tarihlerde istifa ederek AK Parti’ye katılan milletvekilleri arasında Dursun Ataş, Seyithan İzsiz, Ersagun Yücel, İdris Nebi Hatipoğlu (İyi Parti), Suat Pamukçu (Yeniden Refah Partisi) ve Nedim Yamalı (Gelecek Partisi) bulunmaktadır. Bu isimler, partisel geçişlerin artan bir trend içerisinde olduğunu göstermektedir. Ayrıca, 13 belediye başkanı da benzer bir süreçle AK Parti’ye katılmıştır. Bu durum, Türkiye’deki siyasi dinamiklerin değişime uğradığını ve partilerin güç dengelerinin yeniden şekillendiğini göstermektedir.
AK Parti, bu dönemde yalnızca mevcut üyeleri ile değil, aynı zamanda yeni katılımlar ile de genişleme hedefi güderek siyasetteki konumunu sağlamlaştırma amacını taşımaktadır. Partinin, mevcut siyasi atmosferde daha fazla güç kazanmayı hedeflediği ve bu amaçla çeşitli stratejiler geliştirdiği anlaşılmaktadır. Gelecek süreçte, yapılacak olan büyük kongre ve grup toplantıları, AK Parti’nin yeni katılımlarını duyurması açısından önemli bir platform olacağa benziyor.
Bu noktada, siyasi partiler arasındaki rekabetin yanı sıra, çeşitli görüş ve görüşmeme akımlarının etkisi altında bir siyasi iklim oluştuğu dikkat çekmektedir. AK Parti’nin bu yeni yönelimi, ilerleyen günlerde Türkiye siyasi sahnesinde yönlendiren bir rol üstlenmesini sağlayabilir. Muhtemel katılımların, siyasi partilerin stratejik planlarını nasıl etkileyeceği ise merakla beklenmektedir. Dolayısıyla, partiler arasındaki geçişlerin önümüzdeki dönemlerde artması kuvvetle muhtemeldir.
EMRAH ÖZCAN