İstanbul’da, bebek acil hastalarının yönlendirildiği özel hastanelerde yaşanan ölümler ve bu ölümler üzerinden elde edilen haksız kazanç iddiaları üzerine önemli bir soruşturma başlatıldı. Soruşturma, yenidoğan üniteleri ile ilgili karmaşık bir dolandırıcılık sistemine dair yürütülen çalışmaları kapsamaktadır. Sağlık alanında yaşanan bu olumsuzluklar nedeniyle, şüpheli sanıkların mal varlıklarına tedbir kararı alınarak soruşturma genişletildi.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 1399 sayfalık iddianame, olayların ciddiyetini gözler önüne sermektedir. İddianamede, suç örgütünün lideri olarak nitelendirilen sanık doktor Fırat Sarı’nın, doktor İlker Gönen ile birlikte 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir’in de operasyonu yürüttüğü belirtilmektedir. Bu üçlünün temel amacının, devraldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin doluluğunu sağlamak ve Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) üst limitte ödeme almak olduğu ifade edilmektedir.
İddianamede, sanıkların, hasta bebeklerin durumunu gerçeğinden daha ağır göstererek hastalarının gereksiz yere uzun süre yatışlarını sağladıkları kaydedilmektedir. Böylece SGK’den yüksek ücret tahsili yapılmış ve bazı hasta yakınlarından ek ücretler talep edilmiştir. Ayrıca, bu bebeklerin uygun sağlık hizmetini alabileceği hastaneler yerine, örgüt için daha karlı olan hastanelere aktarıldıkları belirtilmiştir. Buradaki gelirlerin çoğunun sağlık çalışanı olan örgüt üyeleri arasında paylaşıldığı da ifade edilmiştir.
İddianamede, esas amacın bebeklerin sağlık durumlarının iyileşmesi değil, finansal kazanç elde edilmesi olduğu vurgulanmaktadır. Dolayısıyla, bebeklerin yaşamları ve sağlığı, maddi menfaatler karşısında ikinci plana atılmıştır.
Ceza İstemleri
İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen için, 10 bebek ölümü nedeniyle “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “nitelikli dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak” gibi suçlamalardan toplam 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9 aya kadar hapis cezası talep edilmektedir. Sanık Gıyasettin Mert Özdemir içinse “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık”, “kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi” gibi suçlardan 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar ceza istenmektedir. Toplamda 8’i kadın 44 sanık hakkında da benzer suçlamalarla hapis cezaları öngörülmektedir.
Ayrıca, dolandırıcılık suçundan maddi menfaat elde eden hastaneler ve şirketler için tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, bu kurumların kapatılması ve mal varlıklarına el konulması da talep edilmiştir. İlgili soruşturma sürecinde İstanbul’da 9, Tekirdağ Çorlu’da ise 1 hastanenin ruhsatının iptal edildiği, bu hastanelerde tedavi gören bebeklerin ve diğer hastaların ambulanslarla kamu hastanelerine sevk edildiği kaydedilmektedir.
Bunun yanı sıra, yenidoğan çetesi soruşturmasını yürüten Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Y.E.’yi makamında ölümle tehdit eden bazı kişiler de tutuklanmıştır. Bu durum, davanın ciddiyetini artıran ve daha fazla dikkat çeken bir gelişme olmuştur.