İspanya’dan Romanya’ya giden 120 metre uzunluk, 77 metre genişlik ve yaklaşık 60 metre yükseklik ölçülerine sahip olan “Transocean Barents” isimli petrol platformu, sabah saatlerinde Çanakkale Boğazı’nın güney yönünden geçiş yaptı. Bu dev yapının boğaza girişi, bölgedeki deniz trafiğinde önemli değişikliklere yol açtı.
Platformun Çanakkale şehir merkezi önlerine ulaşımı yaklaşık 5 saat sürdü. Bu süre zarfında, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğüne bağlı bazı römorkörler ve bir tahlisiye botu, platforma eşlik etti. “Kurtarma-3”, “Kurtarma-4”, “Kurtarma-14”, “Kurtarma-15”, “Kurtarma-17” ve “Türkeli” isimli römorkörlerin yanı sıra “Kıyem-1” tahlisiye botu da bu büyük geçişte yer aldı. Bu işlem, deniz güvenliği açısından büyük öneme sahip olduğu için titizlikle gerçekleştirildi.
Geçiş sırasında, kuzeyden güneye tek yönlü transit gemi geçişleri durdurularak boğaz kapatıldı. Bu da, diğer gemilerin ve deniz araçlarının geçişlerinin güvenliği açısından gerekli bir önlemdi. Petrol platformunun Marmara Denizi’ne girmesinin ardından, Çanakkale Boğazı’nın ulaşıma açılması bekleniyor. Bu süreçte, deniz ulaşımının normale dönmesi için üzerindeki trafik kontrol çalışmaları dikkatle yapıldı.
“Transocean Barents” petrol platformunun boyutları ve taşıdığı yük, deniz trafiğini önemli ölçüde etkileyen bir faktör olarak öne çıkıyor. Bu tür büyük deniz araçları, özellikle kıyı ve boğaz geçişlerinde gerekli önlemlerin alınmasını zorunlu hale getiriyor. Petrollerin taşınmasında kullanılan bu tür platformlar, denizlerde yaşanabilecek ekolojik sorunlar ve güvenlik riski taşıdığından, ilgili kurumlar tarafından sürekli izlenmektedir. Bu nedenle, geçiş sırasında yapılan tüm düzenlemeler, güvenliğin sağlanması ve olası kaza risklerinin önlenmesi açısından kritik bir noktadır.
Sonuç olarak, “Transocean Barents” geçişinin başarıyla tamamlanması, hem deniz trafiğinde yaşanan sıkıntıların kısa sürede giderilmesini sağladı hem de bölgedeki deniz güvenliği uygulamalarının ne denli önemli olduğuna bir kez daha dikkat çekti. Bu tür büyük geçişler, hem taşımacılığın sürekliliği hem de denizlerin korunması açısından önemli uygulamalardır.