Türkiye’de çevre koruma ve iklim değişikliği ile ilgili denetimler, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından titizlikle yürütülmektedir. Son olarak Mudanya ve Orhangazi’deki atık su tesislerinde yaşanan ihlaller sonucunda, Bursa Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (BUSKİ) toplamda 2 milyon 6 bin 31 lira ceza ile karşı karşıya kalmıştır.
BUSKİ’ye Verilen Cezalar
- Bakanlığın yaptığı açıklamalara göre, BUSKİ’nin Mudanya Atık Su Arıtma Tesisi denetim altına alınmış ve burada gerçekleştirilen kontrol neticesinde, analiz edilen atık su örneklerinin çevre mevzuatında belirlenen sınır değerlerin çok üzerinde olduğu tespit edilmiştir.
- Bir önceki yıl, 2022’de aynı ihlalin tekrar yaşanmış olması sebebiyle, BUSKİ Genel Müdürlüğüne iki katı yaptırım uygulanarak 1 milyon 337 bin 354 lira idari ceza verilmiştir.
- Ayrıca, Orhangazi Atık Su Arıtma Tesisi’nde yapılan denetimde de, burada deşarj edilen atık suyun yine çevre mevzuatındaki sınır değerlerin üzerinde olduğu belirlenmiş ve buskiden 668 bin 677 lira daha idari ceza talep edilmiştir.
Çimento Fabrikasına Uygulanan Yaptırımlar
Bursa ilinde faaliyet gösteren bir çimento fabrikası, çevresel ihlalleri nedeniyle online takip sistemi ile izlenmiştir. Sürekli Emisyon Ölçüm Sistemi aracılığıyla, Bakanlığın Sürekli İzleme Merkezinden (SİM) anlık olarak takip edilen fabrikanın emisyon değerlerinin, çevre mevzuatında belirlenen sınır değerlerin üzerinde olduğu görülmüştür. 2023 yılı içerisinde de benzer bir ihlal gerçekleştirmiş olması sebebiyle bu fabrikaya iki katı yaptırım uygulanarak, toplamda 1 milyon 337 bin 354 lira ceza kesilmiştir.
Mezbahaya Uygulanan Ceza
Bölgedeki bir mezbahada gerçekleştirilen denetimlerde de arıtma tesisinin çıkışından alınan atık su numunelerinin analizi ile deşarj edilen suyun sınır değerlerin üzerinde olduğu belirlenmiştir. Bu ihlaller nedeniyle mezbahanın 668 bin 677 lira ceza ile karşı karşıya kalması söz konusu olmuştur.
Bu cezalar, çevre korumanın sağlanması adına yapılan denetimlerin önemini bir kez daha ortaya koymaktadır. İlgili tesislerin, çevre mevzuatına uygunluk göstermeleri gerektiği ve çevre koruma konusundaki hassasiyetin artırılması için hukuksal yaptırımların kaçınılmaz olduğu anlaşılmaktadır. Bütün bu gelişmeler, Türkiye’de çevre sağlığının korunması amacıyla ortaya konan stratejilerin ve uygulamaların etkinliğini gözler önüne sermektedir.
