CHP (Cumhuriyet Halk Partisi) içerisinde, akademisyenler ve sanatçılardan oluşan bir girişim, “Kaygılıyız” başlıklı bir bildiri yayımlayarak imza topladılar. Bu bildiride, Türkiye’nin mevcut siyasi iklimine dair kaygılarını dile getirerek, iktidarla mücadeleye ve toplumla normalleşmeye vurgu yaptılar. Bu bağlamda, kendilerine katılmayanları ise bu sese ortak olmaya davet ettiler.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş arasında süregelen adaylık çekişmeleri ile birlikte, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve eski başkan Kemal Kılıçdaroğlu arasında partinin iç dinamikleri üzerinde bir savaş devam ediyor. Kılıçdaroğlu, siyasi kariyerinde koltuğunu kaybettikten sonra, parti içindeki etkinliğini sürdürmek için bir ofis açarak olağanüstü kurultayla geri dönüş yapma hazırlığı içerisinde olduğu bilgisi dolaşıyor.
ÖZGÜR ÖZEL’E KARŞI HAREKETE GEÇTİLER
CHP içerisinde bir grup akademisyen, gazeteci ve sanatçı, Özgür Özel’e karşı harekete geçerek imza toplamaya başladı. “Kaygılıyız” bildirisi, partinin iç dengelerini sarsarken, muhalefete yönelik de sert eleştiriler içeriyor. Bildirinin ana teması, Türkiye’deki normalleşmeme haline odaklanıyor ve muhalefet partilerini de eleştiren bir dil kullanıyor.
İŞTE O BİLDİRİ…
K A Y G I L I Y I Z !…
Bu bildirinin içeriği, Türkiye’nin hızla otoriterleşen yapısına, hukukun, insan haklarının, sanatın ve bilimin göz ardı edildiği bir ortamda yükselen kaygılara dikkat çekiyor. İlk önce muhalefet partileri, sivil toplum örgütleri, sendikalar, dernekler, sanatçılar, yazarlar ve bilim insanlarına seslenerek normalleşmeyen vakalara karşı bir dayanışma çağrısında bulunuyorlar.
Akademisyenlerin ve özgür düşüncelerin hiç bir güvencesinin kalmadığı, protestoların terörle ilişkilendirilerek bastırıldığı bir ortamdan duydukları kaygıları dile getiren grup, aynı zamanda eğitim hakkının nasıl ihlal edildiğine de değiniyor. Ülkenin genelinde, haklarını arayan insanlara yönelik bir terörist gibi muamele edildiği, gözaltına alındıkları ve tutuklandıkları sıkça gözlemleniyor.
Sanat dünyasında ise, kitapların toplatılması, konserlerin yasaklanması ve sanatçıların susturulması gibi olumsuzluklardan duyulan endişeler de bildiride yer buluyor. Seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınarak kayyumların atanması, Anayasa Mahkemesi kararlarının tanınmaması gibi hukuksuz uygulamalar da bu duygu yoğunluğuna katkı sağlıyor. Tüm bunlarla birlikte, iktidarın mevcut ekonomik krizinin faturasını alt sınıflara yüklemesi ve çevreye yapılan tahribatlar da bildirinin içeriğini zenginleştiriyor.
İstanbul Sözleşmesi’nden keyfi bir şekilde çıkılması, kadınların en temel haklarının tartışma konusu haline getirilmesi ve her gün en az bir kadının cinayete kurban gitmesi gibi olaylar, toplumda meydana gelen erozyonu pekiştiriyor. Bildirinin sonunda katılımcılar, geçmişten gelen aydınların kaygılarını kaygılarını hatırlatarak, hukukun ve özgürlüklerin yok sayıldığı bir ortamda ses vermek için bir araya geldiklerini belirtiyorlar.
İmza kampanyasının isim isim mimarları:
Ali Ayaroğlu, Ali Öz, Ataol Behr
