Sakarya’daki 7’nci Komando Tugayı’nda görev yapan iki yedek astsubay ve dokuz er, iki yıl önce Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunun sebebi, Tugay’ın Kurmay Başkanı Albay Fahri Can Çağlar’ın, kendilerine yönelik cinsel saldırılarda bulunduğunu iddia etmeleriydi. Bu iddialar, dönemin askeri personeli arasında büyük bir infiale neden olmuş ve konunun yargıya taşınması kaçınılmaz hale gelmiştir.
Konuyla ilgili başlatılan soruşturmalar sonucunda Albay Fahri Can Çağlar, 2022 yılında tutuklandı. Tutuklanması ardından, mağdurların iddialarının ciddiyetinin araştırılması gereken bir durum ortaya çıktı. Olayın detayları, soruşturmanın ilerlemesiyle birlikte gün yüzüne çıkmaya başladı. Albay Çağlar’ın görev yaptığı Tugay’daki disiplin ve otoritenin sorgulanmasına yol açan bu olay, aynı zamanda askeri ortamda cinsel istismar konusunun da ne denli hassas bir mesele olduğunu gözler önüne serdi.
Sakarya 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden davada, Albay Fahri Can Çağlar, hakkındaki suçlamaları reddetti ve beraatını talep etti. Ancak duruşmalarda sunulan deliller ve tanık ifadeleri, iddiaların ağırlığını artırmıştı. Mahkeme, bu nedenle davayı dikkate alarak sağlam bir değerlendirme yapmak durumundaydı. Cinsel saldırı suçlamalarının ciddiyeti, mahkeme sürecinin seyrini belirleyen unsurlardan biriydi.
Nihayetinde, mahkeme 2023 yılında kararını açıkladı. Albay Fahri Can Çağlar, “Zincirleme şekilde cinsel saldırı” suçundan dolayı, toplamda 42 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Bu mahkeme kararı, sadece mağdurlar için değil, aynı zamanda Türk Silahlı Kuvvetleri ve askerî disiplin prosedürleri açısından da önemli bir gelişme olarak kaydedildi. Mahkemenin verdiği bu ceza, askeri personelin cinsel dokunulmazlığının ne denli önemli olduğunu vurgularken, gelecekteki benzer olaylara da bir mesaj niteliği taşıdı.
Olay, sadece ilgili askerî birlik içinde değil, geniş kitleler arasında da yankı buldu. Cinsel istismar ve saldırı iddiaları, Türkiye’de son yıllarda kamuoyunun yakından ilgisini çekmeye başlamıştı. İnsanların bu konulardaki hak arayışları ve mücadeleleri, toplumda cinsiyet eşitliği ve adaletin sağlanması konularında önemli bir gündem oluşturdu. Dolayısıyla, Sakarya’daki bu dava, sadece bir bireyin yargılanmasından çok daha ötesini ifade ediyor; kadınların ve erkeklerin güvenli bir ortamda görev yapabilmeleri için gerekli adımların atılması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor.
