Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tarihi bir ziyarette bulunmak üzere Atatürk Müze Köşkü’ne gitti. Ziyareti sırasında, tarihçi ve yazar Murat Bardakçı ile diğer ilgililere hitap ederek köşk hakkında bilgi aldı. Kendisi açılışın ardından müze köşkünü gezerek, yetkililerden detaylı bilgi edindi. Ziyaret sırasında çekilen fotoğraflar, ziyaretin önemini bir kez daha ortaya koydu.
“DİYENLER KİM, MALUM”
Köşkte, Mustafa Kemal Atatürk’ün 1912 yılında Trablusgarp’ta Fuat Bulca ile çektiği tarihi bir fotoğrafı incelediği sırada, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Murat Bardakçı’ya “Murat Bey, ne diyorlar bize? ‘Libya’ya niye gidiyorsunuz?’ Diyenler kim, malum. Bak gitmiş işte.” sözleriyle Atatürk’ün bu dönemdeki aktif rolünü vurguladı. Erdoğan’ın bu söylemi, tarihsel bağlamda Türkiye’nin uluslararası ilişkilerini bir kez daha hatırlatmış oldu.
Murat Bardakçı’nın Cumhuriyet’in kurucu kadrosunun Trablusgarp’taki varlığına dikkat çekmesi üzerine Erdoğan, eleştirisel bir tutumla “Hala konuşuyorlar ya.” diyerek dönemin siyasi dinamiklerine bir göndermede bulundu. Bu konuşma, tarihi olayların günümüzdeki yankısını ve tartışmalarını ortaya koyması açısından önem taşıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gezisi sırasında Atatürk’ün kullandığı eşyaları inceledi. Bu eşyaların yanında, Atatürk’e hediye edilen yüzlerce yıl öncesine ait nesneleri ve yazı takımları, ayrıca radyosu hakkında bilgi aldı. Bu tür tarihî nesneler, Atatürk’ün kişisel yaşamını ve liderliğini anlamak açısından büyük önem taşıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca Türkiye’de görev yapan elçilerin Atatürk’e güven mektubu sunduğu Elçilik Kabul Salonu’nda incelemelerde bulundu. Bu salon vatana hizmet eden diplomatların sunumları açısından tarihi bir önem arz ediyor. Burada sergilenen bir kilitli dolap ile ilgili detaylı bilgi aldı. Bu dolap, Türk dış politikasının ve diplomasi tarihinin önemli bir parçası olarak değerlendirilmekte.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tarihi ziyarette Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un da eşlik ettiğini belirtmek gerekir. Bu durum, Erdoğan’ın yalnızca tarihi bir mekânda değil, aynı zamanda devletin önemli figürleriyle birlikte, geçmişe dair anıları canlandırma fırsatı bulduğunu göstermektedir.