Konuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan Ayrancı, bağımsız akademisyenlerden oluşan ENAG’ın Kasım ayı enflasyon verilerini kamuoyuna aktarmıştır. ENAG verilerine göre, enflasyon oranı aylık yüzde 4,06 artış gösterirken, yıllık enflasyon oranı ise yüzde 86,76 olarak kaydedilmiştir. Bu verinin yanında, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre ise, aynı dönem için aylık enflasyon oranı yüzde 2,24, yıllık enflasyon oranı ise yüzde 47,09 olarak belirlenmiştir. İki farklı kurumun açıkladığı bu veriler arasında neredeyse yüzde yüze yakın bir farkın bulunduğunu belirten Ayrancı, bu durumu kamuoyunun takdirine sunduğunu ifade etmiştir.
Öte yandan, 3 Ocak 2025 tarihinde açıklanması beklenen Aralık 2024 enflasyon verileriyle birlikte memur ve emeklilerin 2025 yılı Ocak ayı maaşları da hesaplanabilecektir. Bu kapsamda, Toplu Sözleşme çerçevesinde 2025 yılının ilk altı ayı için belirlenen yüzde 6 oranındaki maaş zammı ve son altı aylık enflasyon farkı hesaba katılarak yeni maaşlar oluşturulacaktır. Kasım enflasyon verisi ışığında, memurlar için şu anda oluşan enflasyon farkı yüzde 4,15’tir. Bu durumda, Aralık 2024 enflasyon farkı hariç tutulduğunda, memur ve emeklilerin maaş farkı toplamda yüzde 10,4 olarak hesaplanmıştır.
Ayrancı, ayrıca, piyasalardaki, ulaşımdaki ve faturalar üzerindeki artışların, kamuoyuna açıklanan TÜİK verilerini çok daha fazla hissettirdiğini vurgulamaktadır. Bu durum, 2025 yılı itibarıyla kamu çalışanları ile emeklilerin alım güçlerinin düşeceğinin bir göstergesi olarak değerlendirilmektedir. Memur ve emekli maaşlarının sürekli olarak eridiğini belirten Ayrancı, Ocak ayında verilecek olan enflasyon farkının kamu görevlileri ve emeklileri rahatlatmayacağına dikkat çekerek, enflasyon kayıplarının telafi edilebilmesi için 2025’in ilk altı ayında en az yüzde 70 oranında ek zam verilmesi gerektiğini iddia etmiştir.
Ayrıca, memurların, refah payının eklenmesi gibi bir düzenlemeyle yoksulluk sınırı üzerinde bir maaşa ulaşabileceklerini ifade etmiştir. Bu kapsamda, memurların vergi yükünün yılın ikinci yarısında hissedilmeye başlandığı ve tam burada vergi dilimlerinin değişmesi gerektiği üzerinde durulmuştur. Ayrancı, vergi dilimi oranlarının yüzde 15’e sabitlenmesi gerektiğini ileri sürmektedir. Çünkü memurlar verilen zammı yılın ikinci yarısında hissetmemekte, aynı zamanda yüksek vergi dilimine geçerek ek bir vergi yüküyle karşılaşmaktadırlar.
“Açlık Sınırı” olarak tanımlanan, 4 kişilik bir ailenin aylık gıda harcaması tutarının Kasım ayında 20.562 TL’ye ulaştığı belirtilmiştir. Yine “Yoksulluk Sınırı” olarak tanımlanan, gıda harcamalarının yanında diğer temel ihtiyaçlar için bir haneye girmesi gereken toplam gelir tutarı ise aynı dönemde 66.976 TL olmuştur. Ayrancı, en düşük memur maaşının yoksulluk sınırının üzerine çıkarılması gerektiğini ifade etmiştir.
Mehmet Turan AYRANCI
Eğitim Hak-Sen Eskişehir İl Temsilcisi
