Erzincan’ın İliç ilçesinde bulunan altın madeni sahasında 13 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen heyelan, bölgedeki işçilerin hayatını derinden etkiledi. Bu olay sonucunda, 9 işçi toprak altında kaldı ve kurtarma çalışmaları için yüzlerce personel ve birçok iş makinesi seferber edildi. Arama çalışmaları, oldukça zorlu bir süreçti ve büyük çaba gerektiriyordu. Aylar süren bu çabalar sonunda, toprak altında kalan işçilerin cansız bedenlerine ulaşıldı. Bu trajik durum, bölgede ve ülke genelinde büyük bir üzüntü yarattı.
Heyelan sonrasında başlatılan soruşturma, sorumluların tespit edilmesi amacıyla gündeme geldi. Bu kapsamda aralarında üst düzey yöneticilerin de bulunduğu 8 kişi tutuklandı. Tutuklamalar, iş güvenliği ve denetim süreçlerinin sorgulanmasına neden olurken, madencilik sektöründe güvenlik önlemlerinin yetersiz olduğu eleştirilerine yol açtı. Bu durum, kamuoyunda işçi sağlığı ve güvenliği konusunun yeniden tartışılmasına sebep oldu.
Olayla ilgili olarak hazırlanan belgeler arasında en dikkat çekici olanlarından biri, 12 kişilik bilirkişi heyetinin tamamladığı 42 sayfalık 2’nci bilirkişi raporudur. Bu rapor, heyelan olayının nedenleri ve bölgedeki mühendislik hesaplamalarının yetersizliği üzerine önemli bulgular içermektedir. Raporda, kayan yığınların liç olarak bilinen alanlarda depolanmasının büyük bir mühendislik hesaplaması gerektirdiği vurgulanmıştır. Mühendislere göre, bu sürecin dikkatli bir şekilde yürütülmesi, herhangi bir olumsuz olayın önüne geçmek için kritik öneme sahiptir.
Yine, raporda yer alan bir diğer dikkat çekici tespit, heyet tarafından yapılan gözle tespitinin olanaksız olduğunu bildirmiş olmalarıdır. Bu durum, madende alınan güvenlik önlemlerinin yetersizliği ve yönetim süreçlerinin yetersizliği konusunda önemli bir eleştiri niteliği taşımaktadır. Ayrıca, çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) sürecinin onayını veren veya imzası bulunan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yetkililerinin de “kusursuz olduğunu” bildirmeleri, kamuoyunda daha fazla tartışmalara yol açtı. Bu noktada, ÇED sürecinin ne kadar sağlıklı yürütüldüğü ve alınan onayların ne kadar güvenilir olduğu sorgulanmaya başlandı.
Bu olay, madencilik sektöründe güvenlik önlemlerinin ve yönetim süreçlerinin daha sağlam ve güvenilir bir yapıya kavuşturulması gerektiğini gözler önüne serdi. İş kazalarının önlenmesi adına alınacak önlemler, işçi sağlığı ve güvenliğinde asıl öncelik olmalıdır. İliç’te yaşanan bu trajik olay, sadece bölgedeki değil, tüm ülkedeki madencilik sektöründe büyük bir değişim ve gelişim sürecinin geçirilmesi gerektiğinin bir göstergesi olarak tarihe geçmektedir.
