İstihbarat birimleri, bazı hakim ve savcıların eşcinsellerin kullandığı “Hornet” uygulaması aracılığıyla tanıştıkları erkeklerle otellerde çok sayıda görüşme yaptıklarına dair bir rapor hazırlayarak, bunu Hakimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) iletti. Bu durum, kamuoyunda geniş yankı buldu ve yargı mensuplarının etik durumu üzerine tartışmalara neden oldu.
Yapılan araştırmalar sonucunda, Hatay’da ve Bursa’da görev yapan iki Cumhuriyet Savcısı ile İstanbul’da görev yapan bir Hakim üzerinde duruldu. Bu üç yargı mensubunun, söz konusu uygulama üzerinden otellerde buluşmalar gerçekleştirdiği tespit edildi. HSK 1. Dairesi, bu isimler hakkında soruşturma başlatılması için gerekli izni verdi ve süreç resmen başlamış oldu.
PEMBE ÇATI DERNEĞİ
Hatay’da görev yapan Cumhuriyet Savcısının, Pembe Çatı Derneği kurucusu olan A.T.Y ile otellerde görüşmeler yaptığı ayrıca Samsun Bafra Adliyesi’nde görevli bir zabıt katibi ile de irtibat kurduğu belirlendi. Bu durum, adalet camiasına bağlı kişilerin etik kurallara ne derece uymadığını sorgulatırken, Bursa Savcısı haricindeki diğer şahısların çok sayıda otel kayıtlarının çıkması dikkat çekti. HSK, konu ile ilgili olarak görevlendirdiği müfettişlerin soruşturmanın çok yönlü bir şekilde sürdüğünü açıkladı.
SONTV, bu özel soruşturma kapsamında adı geçen Cumhuriyet Savcıları ve Hakim ile ilgili kimlik bilgilerini, soruşturma tamamlanana kadar gizli tutma kararı aldı. Bu, kamuoyunun kişilerin özel hayatlarına dair duyduğu merakın artırmasına neden oldu. Soruşturmanın sonucu, yargı mensuplarının geleceği açısından büyük önem taşıyor.
Daha önce de benzer bir durum yaşanmıştı; iki yıl önce, doğuda küçük bir ilçede görevli bir Hakim, eşcinsellerin birbirleriyle iletişim kurabilmeleri için kullandığı Hornet isimli uygulamaya üye olmuştu. Hakim, bu uygulama üzerinden aynı yerde bulunan U.T. isimli bir şahsa mesaj göndermişti. Uzun süre U.T. ile iletişim alan hakim, iddialara göre müstehcen fotoğraflarını göndermiş ve U.T. ile önceden bir adliyede davasının olduğuna da dikkat çekmişti. Hakim, bu durumda “benim için sıkıntı olmaz” demişti. Bu olay, yargı mensuplarının elektronik iletişim ve kişisel hayatları arasındaki sınırların ne derece ihlal edildiğini gözler önüne serdi.
Yargı sistemindeki bu tür olaylar, adaletin sağlanabilirliği ve güvenilirliği hakkında kaygıları artırmakta, aynı zamanda toplumda adaletin tesisi konusunda sorgulamalara sebep olmaktadır. İzlenecek süreç, hem adalet mensuplarının hem de kamuoyunun bu olaya nasıl bir tepki vereceğini ve sonuçların nasıl şekilleneceğini merakla beklemektedir.
