Merkez Parti Genel Başkanı Pelin Gündeş Bakır, sosyal medya üzerinden paylaştığı bir video ile trafikte maruz kaldığı saldırıyı duyurdu. Olayın İstanbul’dan Ankara’ya otobanda seyahat ederken meydana geldiğini belirten Bakır, yaşadığı durumu kamuoyuna aktardı.
Bakır, paylaşımında İçişleri Bakanlığı’nı etiketleyerek, kendisinin korunması için Devlet tarafından alınmış bir silahlı yakın koruma kararı olduğuna dikkat çekti. Ancak, İçişleri Bakanlığı’nın bu kararı uygulamadığını vurgulayarak, “Başka sözüm yok” ifadelerini kullandı. Bu açıklaması, kendisini koruma altına alacak önlemlerin alınmadığına yönelik ciddi bir eleştiri niteliği taşıyor.
“SÖYLEYECEKLERİM BU KADAR”
Saldırının failleri hakkında da bilgi veren Bakır, saldırıda bulunan kişinin çok sayıda sabıkası olduğunu dile getirerek yaşadığı olayın detaylarına değindi. Bakır, şu şekilde ifade etti: “İstanbul’dan Ankara’ya otobanda giderken, Kaynaşlı’ya gelmeden, şahıs önce aracımızı trafikte taciz etti. Sonra eşim yol verince, aracını bilerek büyük bir hızla önce sol yaptı, ivme kazanıp tekrardan sağa kırarak üstümüze çarptı.” Bu açıklamalar, saldırının planlı bir şekilde gerçekleştirildiğini ima ediyor.
Bakır, kendisi hakkında daha önceden alınmış bir ikaz ve koruma kararının varlığını dile getirerek, İçişleri Bakanlığı’nın bu tür hayati önlemleri neden almadığına dair sorular soruyor. Kendisi ve ailesi açısından tehlikeli bir durumda olmanın yanı sıra, bu tür olayların kamuoyunu nasıl etkilediğinin de altını çizmek istiyor.
Daha önce de benzer tehditlerle karşılaştığını belirten Bakır, “Cumartesi de evimizin dibinde 2 el korkutma amaçlı kurşun atıldı” diyerek, yaşadığı tehditlerin ciddiyetine ve sürekliliğine dikkat çekiyor. Video kaydında sarf ettiği sözlerle, Kendisi ve ailesinin sözde koruma altındayken bile tehlike altında olduğunu iddia ederek, durumu kamuoyuna taşımış oluyor.
Bu olay, Türkiye’de siyasi figürlerin karşılaştığı tehdit ve saldırılar konusundaki endişeleri bir kez daha gündeme getiriyor. Bakır’ın yaşadığı bu olayı kamuoyuna duyurması, benzer durumlarla mücadele eden diğer bireyler için de cesaret verici bir nitelik taşıyor. Ayrıca, kendisinin açıklamalarıyla birlikte, güvenlik güçlerinin alması gereken önlemler konusunda bir tartışma başlatması muhtemel görünüyor.
Sonuç olarak, Pelin Gündeş Bakır’ın saldırıya uğraması, yalnızca kişisel bir güvenlik meselesi değil, aynı zamanda toplumda daha geniş bir sorun olan siyasi şiddet ve güvenlik konularındaki kaygıları da gündeme getiriyor. Kamuoyunun bu tür olaylar karşısında nasıl bir tepki vereceği, ilerleyen zamanlarda daha belirgin hale gelecektir.
