Son dönemlerde toplumda dolaşan büyük bir yalan haber ve iftira kampanyası, dikkat çekici bir şekilde etkisini gösteriyor. Bu karalama kampanyasının ardındaki failler, aslında hepimizin yakından tanıdığı kişiler. Eğer ‘Ekrem İmamoğlu ve onun desteklediği medya’ şeklinde tanımlarsak, herkesin aklında kimlerin olduğu konusunda bir fikir oluşacaktır.
Bu durumun en tuhaf yanı ise, söz konusu kişilerin sadece yalan ve iftira yaymakla kalmamaları. Uyguladıkları karşıt stratejik yöntemler, yıllardır devam eden bir durumu değiştirdiği halde, bizlerin bu duruma dikkat etmememiz. Yanlış olan bir şeyin varmış gibi gösterilmesi ve konunun saptırılması, onların klasik bir taktikleri haline gelmiş durumda. Bunun yanı sıra, önceki bir söylemlerini, sanki başkaları tarafından söylenmiş gibi sunarak karşıtlarını bitmeyen bir tartışma döngüsüne sokmak da, bu kişiler için oldukça etkili bir araç olmuş.
Söz konusu yöntemlerden faydalanarak, başta genel başkanları olmak üzere, tüm belediye başkanlarından milletvekillerine kadar geniş bir zümre bu kurnazlığı kullanıyor. Örneğin, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yaptığı tespitler sonucunda, belediyelerin ‘kreş’ ismi altında ‘anaokulu’ işletmeye başladıkları konusunda bir karar verildi. Bu işletmelerin başlıca amacı, küçük çocukları kötü ideolojilerle doldurmaktır. Bunun yanında, CHP ideolojisine uygun nesiller yetiştirme çabasını da göz ardı etmemek gerekir. Bu yüzden, belediyeler tarafından işletilen bu sözde kreşler, son derece önem taşıyor.
İlginç bir durum ise, yıllar önce belediyelerin anaokulu açabilmesi için bir yasal düzenleme yapılmasıydı. O dönemde Cumhurbaşkanı olan Necdet Sezer’in gözaltında, CHP, bu yasanın iptali için Anayasa Mahkemesine başvurmuştu ve sonuç, tahmin edileceği gibi, yasaların iptali şeklinde oldu. Aradan geçen yıllar süresince ise, ne yazık ki bu zihniyet belediyeler üzerinde kendi hakimiyetlerini kurdu. Belediye başkanları, kendi ideolojik anlayışlarına uygun nesiller yetiştirebilmek amacıyla daha önce iptal ettirdikleri anaokulu açma iznini, ‘kreş’ adını vererek devreye sokmaya başladılar.
Bunun üzerine, Milli Eğitim Bakanlığı yaptığı tespitte, ‘kreş’ adı altında anaokulu açılamayacağını belirtince ortalık karıştı. Özellikle CHP’nin Genel Başkanı Özgür Özel’in yanı sıra pek çok milletvekili ve Ekrem İmamoğlu, bu durumu çarpıtarak bir yalanın arkasına sığınmaya başladı. Bu çabalar sürerek, iktidarın üzerine kapkara bir kitle ile geldiği ve belediyelerin başarısız olduğu yönünde propagandalar yapmakta gecikmediler.
Bakanlık, bu bağlamda bir açıklama yaparak, daha önceki yazılarının kreşlerle ilgili değil, anaokullarıyla ilgili olduğuna dikkat çekti. Ancak burada dikkat çeken bir husus var. Ekrem İmamoğlu, Bakanlık tarafından gönderilen yazının aslında kreşlere vurgu yaptığını iddia etti. Fakat Bakanlık yazısında görülen gerçek bu değil, tam tersine, yapılan incelemeler sonucunda aslında ‘kreş’ adı altında faaliyet gösterenlerin durumunu irdelediklerini belirtiyor. Bu yazının net içeriği anlaşılamayacak gibi değil.
Üstelik burada sormak gereken bir başka soru ise, belediyeler bu sözde kreşlerdeki faaliyetlerin asıl içeriğiyle ilgili ne düşünüyor? Verdikleri hizmetlerin gerçekten okula hazırlık olduğuna dair bir iddiaları var mı? Bu durumda, bir başka noktaya dikkat çekmek gerekiyor. İdeolojilerinin gerekliliklerini yerine getirebilmek, çocukların eğitimi noktasında bu tür faaliyetlere ihtiyaç duyuyorlar.
İstanbul’un görünümünü gizlemek ve Ekrem İmamoğlu’nun sorumluluklarını örtmek için, bir başka karalama yöntemine başvurulmakta. Son derece mantıksız bir şekilde, hükümetin trafik ekiplerine talimat verdiği iddia ediliyor. Üstel
