Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi Üyesi Uğur İnan Atmaca, kamuoyunu şaşırtan bir iddiayı gündeme getirdi. Atmaca’nın iddiaları, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen bir ihalenin detaylarına dayanıyor. Elektronik Kamu Alımları Platformu’ndan elde edilen verilere göre, 2 Ocak 2024 tarihinde 5 milyon 629 bin TL bedelle “günlük personel alımı” ihalesi başlatıldı.
Atmaca, bu ihalenin İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından “istisnai usulle” gerçekleştirilmiş olduğunu belirtiyor. İhale, PSE Milenyum Extra Turizm Danışmanlık Organizasyon Limited Şirketi’ne verildi ancak ilginç bir detay olarak, bu şirketin ihaleyi aldığı tarihte henüz kurulmamış olması dikkat çekiyor. Ticaret Sicili Gazetesi’nden edinilen bilgilere göre, söz konusu firma, ihaleden bir gün sonra 3 Ocak 2024’te kurulmuş.
Uğur İnan Atmaca, sosyal medyada yaptığı paylaşımla bu durumu eleştirerek, durumu şu şekilde ifade etti: “Önce şirketi olmayan yandaşa işi ver, bir gün sonra şirketi kursun, belediyeyi böyle batır ve devlet SGK primini tahsil edince engelleniyoruz diye bağır! İşte klasik CHP modeli adrese teslim ihale.”
Atmaca, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nde konuyu gündeme getirerek, ihalenin “şirketi bile olmayan yandaşlara” verildiğini vurguladı. Atmaca, “Bunun kesinlikle Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) modeli olarak adlandırılabileceğini” belirtirken, bu uygulamanın belediyenin mali açıdan zor duruma düşmesine neden olduğunu ifade etti.
Bu durum, Atmaca’nın açıklamalarıyla beraber kamuoyunu iki ayrı görüşe ayırmış durumda. Bir kesim, ihalenin taraflı bir şekilde yapıldığını ve bu tür uygulamaların belediyeleri zor duruma soktuğunu savunurken, diğer grup ise iddiaları yalanlayarak, şeffaflık ve hesap verilebilirlik tartışmalarını gündeme getiriyor.
İhale sonucunda ortaya çıkan bu durum, uzun süredir devam eden iktidar blokları arasındaki rekabetin bir yansıması olarak görülüyor. Özellikle yerel yönetimlerde sıkça gündeme gelen bu tür iddialar, parti destekçileri arasında gerginliğe yol açabiliyor. Bunun yanı sıra, sosyal medya üzerinden yayılan bu tür bilgiler, halkın belediye yönetimlerine olan güvenini sarsabilecek nitelikte.
Dolayısıyla, Uğur İnan Atmaca’nın ortaya attığı bu iddialar, İzmir’deki yerel yönetimlerin işleyişine dair önemli bir tartışmayı başlatmış durumda. Belediyelerde yapılan ihalelerin şeffaflığı ve adilliği her zaman tartışma konusu olmuşken, bu yeni gelişme, durumu bir adım daha ileri götürüyor. İlgili makamların söz konusu iddialara yanıt vermeleri ve konuyu aydınlatmaları bekleniyor.
Sonuç olarak, bu durum, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin gelecekteki ihaleleri ve kamu alımlarında nasıl bir yol izleyeceği konusunda önemli bir test niteliği taşıyor. Şeffaflık ve hesap verebilirlik ön planda tutulmadığı sürece, benzer iddiaların yeniden gündeme gelmesi olası görünüyor.