İstiklal Marşı’mızın dördüncü kıtasında geçen “Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar” dizesini düşündüğümüzde, bu sözlerin yaşadığımız günlerde ne denli acı bir gerçek haline gelebileceğini kestirebilir miydik? İçimizdeki Covid Can’lar ve onun farklı şekillerdeki “aydın ve bilimselimsi” versiyonları, Zülfü yâre dokunduğunda yön değiştirenlerin tümü, öne çıkan o büyük Batı medeniyeti, koronavirüs ile birlikte kâğıttan bir kaplan misali yere serildi.
Yeni bir dünya düzeni ne şekilde şekillenecek?
Fütürist biri değilim. Fütüristim diyenlerin çoğunun öngördüğü şeylerin gerçek olmaktan uzak olduğunu da gözlemleyebiliyoruz. Fakat bir gerçeğin farkında olmalıyız. Eğer Koronavirüs salgınıyla mücadelede başarılı olunmazsa, dünya kaosa sürüklenecek. Bu kaosu sabırla bekleyen birçok kişi olduğunun bilincindeyiz.
DUAYA TAHAMMÜL EDEMEYENLER LITZMAN’A VE PAPA’YA ÜÇ MAYMUN
Düşünelim, bizdeki bilimselimsi kesimin modern dünyanın güçlü bir ülkesi olarak gördüğü İsrail’in Sağlık Bakanı Yaakov Litzman, virüs karşısında “İsrailliler ne kadar daha tecrit altında kalacak?” sorusunu yanıtlayarak, “Mesih’in Hamursuz Bayramı’ndan önce gelmesi için dua ediyoruz. Eminim ki Mesih gelecek. Yakında özgürlük içerisinde çıkacağız ve Mesih tüm dertlerden bizi arındıracak” dedi. 18 Mart’ta Çankaya Köşkü’nde yapılan toplantıda Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önümüzdeki dönemlerde iyi bir yönetim sergilemeliyiz. Hem tıbbi, hem psikolojik, hem de ekonomik olarak hastalığın üstesinden gelme direncimizi göstermeliyiz. Sonrasında sabır ve dua ile bu süreçleri aşacağımıza inanıyorum” şeklinde konuştu. Ancak bu son cümlesi yüzünden, Covid Can meczupları ve onların uzantıları, elbette İsrail Sağlık Bakanı’na bir eleştiride bulunmayacaklardır. Tıpkı dün akşam tüm dünyayı duaya çağıran Papa Fransiscus’a da aynı şekilde sessiz kalacakları gibi. Çünkü onlar, son derece psikopatolojik bireylerdir. Bunları kendi hallerinde bırakalım ve esas meseleye dönelim.
KAOS MÜPTELALARININ NİYETİ
Dünya genelinde bu kaosu bekleyen bir kesim olduğu gerçeğidir. Ne yazık ki, özellikle Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail etrafında, İsa Mesih’in dünyaya inmesi gerektiğini düşünen, her türlü kaos ortamına katkıda bulunmaya hazır birçok politikacı, iş adamı, medya mensubu ve “din adamı” bulunmaktadır. Türkiye’deki politikacıları, iş adamlarını, din adamlarını ve medya mensuplarını çoğu kez sağduyulu bireyler olarak değerlendirsek de, dünya üzerinde etkili olma peşinde olan bireylerin sayısı oldukça fazladır. Bu anlamda, bir örnek de Türkiye’de karşımıza çıkıyor. Halen Pensilvanya’da bulunan ve 15 Temmuz darbe girişiminden sonra tutuklamalarda moral vermek için uydurduğu sözlerle “Sabredin, zulmedenler yakında köklerinden sökülecek” diyen ilginç bir karakter var. Bu sözler, hipnoz etkisi altında olan takipçileri arasında geniş bir yankı uyandırmış, onlara 3. Dünya Savaşı’nın çıkacağı ve herkesin özgür olacağına dair yalanı yayma fırsatı vermiştir. Zilzal, kıyamet kopmadan önceki büyük sarsıntıyı ifade ederken, bununla ilgili çeşitli tefsirlerin incelenmesi, bu konuyu derinlemesine anlamak isteyenler için faydalı olabilir.
FETÖ’NÜN HAREMİNDEN KILIÇDAROĞLU’NA ABA ALTINDAN SOPA
FETÖ’cülerin Covid-19 salgını ile ilgili talepleri de dikkat çekici. Cezaevindeki FETÖ üyelerinin serbest bırakılmasını ve KHK mağdurlarının geri dönmesini talep ediyorlar. Bir anda “Nerede bu CHP, nerede bu Kemal Bey?” diye düşünmeye başlamıştım ki, Kılıçdaroğlu sahneye çıkıp KHK’lıların geri dönüşünü savundu. Ümit Akdemir ise “O niyetli değildi, ama mecbur kaldı” dedi. Neden böyle bir açıklama yapma gereği duydu? Ardından gönderdiği videoda Fetullah Gülen’in Pensilvanya’daki çevresinden “CHP’ye operasyon mu geliyor?” sorusunu yöneltiyordu. Son olarak Kılıçdaroğlu’na aba altından sopa gösteriyor ve “Bir gün kapın çalacak” diyordu.
Kılıçdaroğlu bunun ne anlama geldiğini anlamış olmalı. Kendisine bir şey olursa, ona sahip çıkılmayacağını hissederek koronavirüs bahanesini öne sürerek KHK’lılar konusunu gündeme getirdi. Geçtiğimiz günlerde Can Ataklı’yı Covid-20 olarak ilan ettiler. Bu tespit oldukça isabetliydi. Bir katkı olarak, öncelikle Fetullah için:
COVID ∞
Kemal Kılıçdaroğlu, eline kalmış. Kendisi için de aklıma gelebilecek bir şey yok.
(*) https://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/fuat-ugur/593728.aspx
