Türkiye, 2023 yılının Şubat ayında Kahramanmaraş merkezli olarak meydana gelen 11 ili etkileyen iki büyük depremle sarsıldı. Bu depremlerin büyüklükleri 7,7 ve 7,6 olarak kaydedildi. Yaklaşık 14 milyon insan doğrudan depremden etkilendi ve bu trajik olay sonucunda 53 bin 537 kişi yaşamını yitirdi. Depremin etkilerinin büyüklüğü nedeniyle Türkiye, uluslararası yardım da dahil olmak üzere 4. seviye alarm durumu ilan etti ve ülke genelinde 7 gün süreyle milli yas ilan edildi.
Şimdi, bu trajik olayın üzerinden bir yıl geçmişken, yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, sosyal medya üzerinden bazı önemli açıklamalar yaparak Türkiye’nin deprem sorununa dair görüşlerini paylaştı. Görür, depremlerinin ebediyen tekrarlanacağının altını çizerken, bu durumu sadece anlayış değişikliği ile aşabileceğimizi belirtti. “Bütün acı ve ölümleri birbirimize devir edip duracak mıyız? Bu sorundan ancak deprem dirençli kentler yaratmak suretiyle kurtulabiliriz.” diyerek, değişimin kaçınılmaz olduğunu vurguladı.
“ÇAĞDAŞ ÜLKELERDE BİR KAÇ KİŞİ TESADÜFEN ÖLÜYOR”
Prof. Dr. Görür, çağdaş ülkelerin bu konuya ilişkin başarılarından söz ederek, depreme dirençli şehirlerle büyük felaketlerden nasıl minimum kayıpla kurtulduklarını ifade etti. “Depremde biz binlerce insanımızı feda ederken, oralarda sadece birkaç kişi tesadüfen ölüyor.” şeklindeki açıklaması, Türkiye’de alınması gereken önlemlerin aciliyeti konusunda dikkat çekti.
Görür, deprem dirençli şehirlerin, büyük depremleri en az hasar ile atlatabilen şehirler olduğunu belirtti. “Eğer kent yönetimi, halk, altyapı, yapı stoku, ekosistem/çevre ve ekonomimizi eğitim, bilim ve günümüz teknolojileri ile deprem dirençli hale getirirsek, bu dertten büyük ölçüde kurtulabiliriz.” şeklinde değerlendirmelerde bulundu.
6 Şubat’ta meydana gelen depremlerin yıl dönümüne yaklaşırken, medya sürekli olarak konu ile ilgili haberlere yer verirken, siyasiler de geçmişte neler yaptıklarını ve gelecekte neler yapmayı planladıklarını anlatıyorlar. Depremzedelerin ihtiyaçları doğrultusunda iyimserlik ve karamsarlık arasında gidip gelen bir atmosfer oluşmuş durumda. Prof. Dr. Naci Görür, bu süreç içinde özellikle halkı bilgilendirme çabasını sürdürmekte.
“YİNE ÖLÜM YİNE YIKIM”
Görür, bu temasını, “Biz depremde bütün gayretimizle deprem olan yeri eski haline getirmeye çalışıyoruz. Ancak eski hali deprem dirençli değildi ki. Eski haline getirirsek yine ölüm, yine yıkım olacak!” sözleriyle destekleyerek, eserinde gerçek bir dönüşüm sağlamanın gerekliliğine dikkat çekti. Yani, eski duruma dönmek yerine, bu şehirleri deprem dirençli hale getirmek zorunda olduğumuzu belirtti.
Görür, sonuç olarak, hala sorular gelmeye devam ettiğini, bu durumu tekrar basit bir şekilde ifade ederek, eskiye dönüşün bir çözüm olmadığını vurguladı. “Eski haline getirirsek yine ölüm, yine yıkım! O halde eskisi haline değil, deprem dirençli hale getirmeliyiz.” mesajı, Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı bu önemli soruna dikkat çekiyor. Bu tür analizler, deprem sonrası daha sağlam ve güvenli şehirler inşa etmenin önemini ortaya koymaktadır.
